İşletme – Ünite 18

Ünite 18 – Finansal Sistem Ve Kurumlar

Finansal Sistem ve Finansal Piyasalar

Finansal piyasa: Finansal varlıkların alınıp satıldığı piyasadır.

Finansal sistem: Bir ekonomide fonları arz ve talep edenlerin, fon akımını sağlayan araç gereçlerin ve bunları düzenleyen hukuki ve idari kuralların bütünüdür.

Bunlar;

  1. Fon arz edenler (Tasarruf sahipleri),
  2. Fon talep edenler (Yatırımcılar)
  3. Yatırım ve finansman araçları
  4. Yardımcı kuruluşlar
  5. Hukuki ve idari düzendir

Finansal piyasalar, Tasarrufların özendirilmesi, sermaye birikiminin sağlanması, ülke fonlarının etkin kullanılmasına olanak verir. Finans yöneticisi, işletmenin reel varlıklarıyla yine işletmenin fon elde ettiği finansal piyasalar arasında yer almaktadır. İster yatırımlarla ilgili (sermaye bütçelemesi) kararı olsun, ister finanslama kararı olsun, doğru bir kararın verilebilmesi için finansal sistem hakkında geniş bilgiye sahip olunması gerekmektedir.

Finansal Risk Ve Finansal Piyasalar

Faiz: Paranın kullanım hakkından belirli bir süre için vazgeçilmesinin bedelidir. Piyasa faiz oranı ya da nominal faiz oranı, reel faiz oranıyla buna ilave edilecek enflasyon ve risk priminden oluşur.

Reel faiz oranı, ödünç ve verilebilir fonların arz ve talebine bağlı olarak belirlenmektedir. Enflasyonun olmadığı durumlarda devletin çıkarmış olduğu menkul kıymetlerin faiz oranı reel faiz oranını ifade eder.

Bu oran, piyasalardaki diğer finansal varlıkların faiz – getiri – oranlarının belirlenmesinde baz oluşturur. Reel faiz oranı zaman içinde ekonomik koşullara bağlı olarak değişir. Enflasyonun olmadığı, etkin işleyen piyasalarda bu oran genellikle % 2 – % 5 arasındadır. Enflasyonun olduğu piyasalarda piyasa faiz oranının etkileyen en önemli faktör enflasyondur.

Nominal Faiz Oranı = Reel Faiz Oranı + Enflasyon Oranı

Finansal Piyasa Türleri

  1. Para Piyasası: Bir yıl ya da daha kısa süreli fon arz ve talebinin karşılaştığı piyasalardır.
  2. Sermaye Piyasası: Vadesi bir yılı aşan orta ve uzun süreli fon ve arz talebinin karşılaştığı piyasalardır.
  3. Organize Piyasalar: Resmi bir piyasa yerinin olduğu, devletin gözetimi ve denetimi altında olan piyasalardır.
  4. Organize olmamış piyasalar: Finansal varlıkların alım ve satımının yapılacağı belirli bir mekanın bulunmadığı piyasalardır. Finansal varlıkların alınıp satıldığı herhangi bir yerde serbest bir piyasa oluşmaktadır. Organize olmamış piyasalara “Tezgah üzeri” piyasalar da denir.
  5. Birincil piyasalar: Dolaşıma ilk kez çıkarılan finansal varlıkların alınıp satıldığı piyasalardır.
  6. İkincil piyasalar: Daha önce alım ve satıma konu olmuş finansal varlıkların alınıp satıldığı piyasalardır. İkincil piyasalarda menkul kıymetlerin el değiştirmesinde, bu menkul kıymetleri ihraç etmiş kurumlara fon girişi olmaz.

Para Piyasası İle Sermaye Piyasası Arasındaki Farklar

FARKLAR PARA PİYASASI SERMAYE PİYASASI
Süre Kısa süreli fon arzı ve talebi karşılanır. Orta ve uzun süreli fon arzı ve calebi karşılanır.
İşlev Genellikle geçici nicelikçe likidite ihtiyacı için başvurulur. Genellikle sabic yacırımların ve nec çalışma sermayesinin finansmanında kullanılır.
Kaynak Fon kaynakları devamlılık göstermeyen resmi, ticari ve vadesiz mevduattır. Fon kaynakları devamlılık gösceren gerçek tasarruflardır.
Araç Fon alışverişinde kullanılan araçlar ticari senetlerdir. Fon alışverişinde kullanılan araç ve gereçler hisse senedi ve tahviller gibi menkul kıymetlerdir.
Faiz Kısa süreli fon arz ve talebi sözkonusu olduğu İçin risk düşük olmakta ve buna bağlı olarak da faiz oranı düşüktür. Uzun süreli fon arz ve talebi sözkonusu olduğundan risk daha yüksek olmakça, buna bağlı olarak da faiz daha yüksektir.

Finansal Kurumlar

Aracı kuruluşlar: Mali piyasa araçlarının çıkarımı, alımı, satımı, ve pazarlamasıyla uğraşan kuruluşlardır.

Finansal kurumların, hem fon arz edenlere hem de fon talep edenlere sağladığı başlıca katkıları şunlardır:

  • Fon maliyetlerini azaltmak:
  • Risk ayarlaması yapmak:
  • Vade ayarlaması yapmak:
  • Miktar ayarlaması yapmak.
  • Finansal danışmanlık hizmeti sunmak

Para Yaratan ve Yaratmayan Finansal Kurumlar

1.    Para Yaratan Finansal Kurumlar

Para yaratan finansal kurumlar, fon arz ve talebini büyük ölçüde buluşturan ve satın alma gücü yaratan kurumlardır. Merkez bankaları ve ticaret bankalarından oluşan bu kurumlar, küçük tasarrufların ekonomiye aktarılmasında önemli bir rol oynarlar.

a)   Merkez Bankaları

Merkez bankaları, finansal kesime para yaratan en önemli kurumdur.

Merkez bankalarının önemi, ekonomik yapıyı ve politikaları etkileme konusundaki güçlerinden kaynaklanmaktadır. Bu bankalar genellikle para çıkarma ayrıcalığına ve tekeline sahiptirler. Dünyada her ülkenin kendine özgü merkez bankası vardır. Bu bankalar, banknot çıkarma, bankaları gözetim ve denetim altında tutmak ekonomide para ve kredi politikasını yürütmek, devletin hazinedarlığını yapmak, ulusal paranın değerini korumak, hazineye ve bankacılık sistemine kredi vermek gibi çok çeşitli görevler üstlenmektedirler.

Ülkemizde Merkez Bankasının başlıca görevleri şunlardır;

  • Para ve kredi politikasını yürütmek
  • Milli paranın değerini korumak
  • Milli paranın hacmini ve dolaşımını düzenlemek
  • Bankalara kredi vermek
  • Para arzını ve likiditeyi düzenlemek için açık piyasa işlemleri yapmak
  • Mevduatın vade ve türleri ile bunların yürürlük zamanlarını belirlemek
  • Milli para ile yabancı paralar arasındaki pariteyi belirlemek
  • Altın ve döviz rezervlerini belirlemek
  • Tasarruf mevduat sigorta fonunu yönetmektir.

b)   Ticaret Bankaları (Mevduat Bankaları)
Başlıca   fon   kaynaklarının   mevduatlar   olması nedeniyle ticaret bankalarına mevduat bankaları da denilmektedir. Ticaret bankaları genellikle kişi ve kurumların kısa süreli fon ihtiyaçlarının karşılandığı kurumlar olup, tüm ülkelerde en yaygın bankacılık türüdür. Ülkelerin gelişmişlik düzeyi arttıkça, finansal sistemde, ticaret bankalarından daha fazla, yatırım ve kalkınma bankalarının ağırlığı artmaktadır.

Para Yaratmayan Finansal Kurumlar

a) Kalkınma ve Yatırım Bankaları
Kalkınma bankaları: Kalkınmakta olan ülkelerde yetersiz olan sermaye ve girişim unsurlarını desteklemek, geliştirmek, kıt kaynakları kalkınma hedefleri doğrultusunda kaynak talep edenlere aktarmak üzere kurulmuş bankalardır.

Kalkınma bankalarının başlıca fonksiyonları;

  • Kalkınmada öncelikli sektörlere orta ve uzun süreli yatırım kredisi sağlamak
  • Yatırım projelerini hazırlanması, uygulanması ve yönetilmesinde girişimcilere hizmet sunmak
  • Karlı ve verimli yatırım alanları araştırmak
  • Uluslararası finansal kurumlardan ve dış ülkelerden kredi sağlayarak işletmelerin finansmanında rol almak
  • Yerli ve yabancı girişimcilere ortak bulmaları konusunda yardımcı olmak
  • Ülkede sermaye piyasasının gelişmesine çalışmaktır.

Yatırım bankaları, menkul değer ihraç ederek uzun süreli fon sağlamayı düşünen işletmeler ile fonlarını uzun süreli yatırmayı düşünen yatırımcılar arasında aracılık yapan kurumlardır. Yatırım bankaları, ekonomik gelişmelere bağlı olarak kalkınma bankalarının önemini yitirmesiyle ortaya çıkmış, sermaye piyasasının en önemli kurumudur. Bu tür bankalar işletmeleri doğrudan doğruya kredi vermekte ve mevduat toplamamaktadır.

Yatırım bankalarının işlevlerinin başında işletmelerin ihraç edecekleri menkul kıymetleri satın alarak kendi nam ve hesaplarına halka pazarlamak gelir bu da işletmelerin ihraç ettikleri menkul kıymetlerin ya karşılıklı görüşmelerle ya da fiyat teklifi yoluyla satın alınarak yatırımcılara satılmasıdır.

b) Sigorta şirketleri: Çeşitli riskleri dağıtmak ya da azaltmak amacıyla üyelerine hizmet sunmak üzere kurulan yarı finansal kurumlardır.

c) Kolektif Yatırım Kurumları: Kolektif yatırım kurumları, bu kurumlara katılanların birikimlerini çeşitli finansal varlıkları yatırarak riski dağıtan ve yatırımcıların tek başlarına gerçekleştiremeyeceği uzmanlığı sunan kurumlardır. Tasarruf sahiplerinin gerek bilgi düzeyleri, gerekse tasarruf miktarları etkin bir fon yönetimi için yetirli olmamaktadır. Bireysel olarak fon sunma yerine kolektif yatırım kurumları oluşturma daha rasyonel olmaktadır. Başlıca kolektif yatırım kurumları olarak; yatırım ortaklıkları ve yatırım fonları sayılabilir.

d) Factoring: Kısa vadeli kredili satışlardan doğan alacak haklarının devredilmesidir.

e) Leasing şirketleri: Bir malın kullanım hakkını, belirli bir kira karşılığında , belirli bir süre için kiralayan kurumlardır.

f) Risk Sermaye Şirketleri: Risk sermayesinin amacı, gelişme potansiyeli yüksek, rekabet üstünlüğü olan girişimcilere veya işletmeleri uzun vadeli ve yatırımlar yaparak, gerektiğinde diğer uzmanlık hizmetleri de sunarak değer artışı yaratıp portföylerindeki menkul kıymetlerin değerini artırmak ve daha sonra da elden çıkararak yüksek gelir elde etmektir. Amerika ve Avrupa’da çok sayıda risk sermayesi şirketleri bulunmaktadır. Ülkemizde de Sermaye Piyasası Kanunu’nda yapılan düzenlemeler risk sermayesi şirketlerinin kurulmasına olanak sağlamaktadır.

Finansal Araçlar

Finansal piyasaları mal ya da hizmet piyasalarından ayıran temel özellik, finansal piyasalardan fon talep edenlerin fon arz edenlere elde ettikleri fonlar karşılığında bir finansal varlık (finansal araç ya da menkul kıymet) vermeleridir.

Finansal Araçların Özellikleri

  • Paraya çevirebilirlik: Bir kısım finansal araçlar para gibi kullanılabilir ya da paraya kolayca dönüştürülebilir. Merkez bankasının çıkardığı banknotlar yanında bankalarda açılan çek hesapları ihtiyaç anında kolaylıkla paraya çevrilebilir. Bir finansal varlık ne kadar kısa sürede ve değerinden önemli ölçüde kaybetmeksizin paraya dönüşebiliyorsa likiditesi o kadar yüksektir.
  • Bölünebilirlik: Bir finansal varlığın en az hangi miktarlarda paraya çevrilebileceğini gösterir. Yatırımcılar açısından finansal araçlar ne kadar bölünebilirse o kadar fazla tercih edilir.
  • Geri dönülebilirlik: Bir finansal varlığı alındıktan sonra tekrar satılması durumunda paraya çevrilebilme maliyeti ile ilgilidir. Bu maliyet ne kadar düşük ise finansal varlığın geri dönülebilirliği o kadar yüksek olmaktadır, örneğin sahip olduğunuz bir tahvili paraya dönüştürmek istediğinizde, bu tahvilin borsada satışını gerçekleştirecek olan aracı kuruma ödenecek komisyon geri döndürebilirlik maliyetini artıracaktır.
  • Getiri: Bir finansal varlığın getirişi, o araçtan belirli bir zaman diliminde sağlanacak nakit girişleriyle ölçülür.
  • Vade: Finansal varlığın vadesi, bu finansal varlığın ihraç edildiği tarih ile son ödemenin yapılacağı tarih ya da yatırımcının o finansal varlığı paraya dönüştürmeyi düşündüğü tarih arasında kalan süredir.
  • Riskin tahmin edilebilirliği: Finansal varlığın riski, getirisindeki ölçülebilir belirsizlik olarak tanımlanabilir. Risk, finansal varlıkların fiyatını belirleyen en önemli faktördür. Teorik olarak devlet tahvillerinin ve hazine bonolarının riski sıfır olarak kabul edilir. Çünkü, devletin para basma gücü olduğundan, vadesi gelen faiz ve ana paranın geri ödenmemesi gibi bir durum söz konusu olmayacaktır.

Para Piyasası Finansal Araçları

a)    Hazine Bonosu: Devletin cari yıl Bütçe Kanununa dayalı olarak bütçe açıklarının finansmanında kullanılmak üzere çıkarmış olduğu devlet iç borçlanma senetlerinden vadesi 1 yıldan az olanlara Hazine Bonosu, vadesi 1 yıl veya daha uzun olanlara ise Devlet Tahvili denir. Hazine bonoları yatırımcılara ihraç tarihinde nominal değerin altında bir değerle diğer bir ifadeyle iskontolu olarak satılırlar.Vade sonunda nominal değerle satış değeri arasındaki fark yatırımcının faiz gelirini oluşturur.

b) Geri Satın alma Anlaşması (Repo): Finansal varlıkların belirli bir tarihte, belirlenmiş bir fiyattan geri satın alınacağının taahhüt edildiği anlaşmalardır.

Bu işlemde söz konusu olan finansal kurum tarafından yatırımcı adına saklanmaktadır. Ancak, bu durumda yatırımcıya geri satın alma taahhüdünü taşıyan bir makbuz verilmektedir. Repo yapan taraf elindeki menkul değerleri kısa süre sonunda geri almak vaadiyle satarak kısa vadeli fon ihtiyacını karşılamaktadır. Reponun vadesi 1 gece ile 30 gün arasında olmakla birlikte daha da uzun olabilmektedir.

c) Banka Mevduatı: Banka mevduatları ülkemizde tasarruf sahiplerinin tasarruflarını değerlendirdikleri en önemli finansal araçlardır. Bankalar yatırılan bu fonları başka finansal araçlara dönüştürerek finansal piyasalarda çok önemli işlev görürler.

d) Finansman Bonoları: Anonim şirketler tarafından kısa vadeli borç sağlamak üzere çıkarılan menkul değerlerdir. Finansman bonolarının vadeleri 3 ay ve katları olmak üzere en fazla 1 yıldır. Finansman bonoları da hazine bonoları gibi iskontolu olarak satışa sunulur. Büyük ve riski düşük işletmelerin kısa süreli finansman ihtiyaçlarını karşılamak üzere çıkarılan finansman bonoları, aracı kurumlara ya da doğrudan yatırımcılara sunabilir. Finansman bonoları 30 günden az olmamak üzere ve 30 günün katları olarak çıkarılır.

Finansman bonolarının işletmeler açısından başlıca üstünlükleri şunlardır,

  • Alternatif finansman yatırımına göre (örneğin banka kredileri) daha ucuzdur.
  • Finansman kuruluşlarından fon sağlanması uzun formaliteleri gerektirmektedir. Bu açıdan finansman bonoları daha kısa sürede ve daha az formaliteye ihtiyaç göstermektedir.
  • Finansman bonolarının ikinci piyasasının da olması işletmeye prestij sağlamaktadır.
  • Finansman bonoları banka kredilerine göre işletmeler açısından daha düşük maliyetle fon sağlama aracı olmaktadır. Bankalar topladıkları mevduat için bir takım kısıtlamalara tabidirler ve karşılık ayırma durumundadırlar. Bu ise kredi faizlerini yükseltmektedir.

e) Banka Bonosu: Kalkınma ve yatırım bankalarının kaynak sağlamak üzere çıkarmış oldukları kısa vadeli bonolardır.

f) Varlığa Dayalı Menkul Kıymet (VDMK): İhraç eden kurumların kendi ticari işlemlerinden doğan ve diğer işletmeleri ait olup da kendileri tarafından devralınmış alacaklar karşılığında ihraç edilebilecek finansal varlıklardır. VDMK belli bir faiz ve vade ile ihraç edilse de vadesinden önce satılabilir. Ülkemizde bankalar yanında genel finans ortaklıkları ve finansal kiralama şirketleri de VDMK ihraç edebilmektedir.

Sermaye Piyasası Araçları

Sermaye piyasalarının temel finans araçları hisse senetleriyle tahvillerdir.

Bu iki finansman aracının bazı özelliklerini içeren başka finansal araçlar da türetilmiştir.

a)    Hisse Senetleri: Anonim Şirketleri sermaye paylarını temsil eden kıymetli bir evraktır. Hisse senedini elinde bulunduran kişi ya da kurumlar, bu şirketin sermayesinde hisse senedinin üzerinde yazılı olan tutar kadar (nominal değer) sahiplik hakkına sahip olurlar. Bir hisse senedinin üzerinde yazılı değere nominal değer denir. Hisse senetleri sağladıkları haklar açısından adi ve imtiyazlı hisse senetleri olarak ikiye ayrılır.

b)    Tahviller: İşletmelerin uzun vadeli yabancı kaynak sağlamada kullandıkları finansal varlıklardan biri de tahvillerdir. Tahvil, bir borç senedidir. Tahvil çıkararak borçlanma olanağına yalnızca Anonim şirketler sahiptir. Ancak, bazı kamu kurumları Anonim şirket olmasa bile, özel kanunların verdiği yetkiye dayanarak tahvil çıkarabilmektedirler.

Menkul kıymetler halka arz edilmiş Anonim şirketler sermaye piyasası kanununa tabidir.

Türkiye’de Finanslar Piyasalar

Ülkemizde 1980’li yıllara kadar bankalar sistemi ve diğer para piyasası kurumları önemli bir bir gelişme göstermişse de sermaye piyasasının gelişmesi sonraki yıllarda olmuştur. 1980 – 1981 yıllarında ülkemizde finansal piyasamızı sarsan bankerlik olayı ve 24 Ocak Ekonomik İstikrar Programı sonrasında 1 Şubat 1982 tarihinde Sermaye Piyasası Kanunu ve bu tarihten itibaren de mali piyasaların serbestleştirilmesi amacıyla yapısal değişiklikler uygulamaya konulmuştur. Bu tedbirler arasında mevduat ve kredi faizlerinin piyasa güçlerince belirlenmesi ve finans kesiminin kurumları oluşması yer almaktaydı.