Fon Akış Analizleri ve Fon Akım Tabloları

Fon akış analizleri işletmenin dönem başı ve dönem sonu bilançoları, gelir tablosu ve ek bilgilerden yararlanarak düzenlenecek olan “fon akım tabloları” aracılığı ile yapılır. İşletmenin finansal duru­munda dönem başından dönem sonuna kadar oluşan değişmelerin nedenlerini fon hareketleri şeklinde açıklayan ek tablolara gereksinim vardır. Bu tablolar da fon akım tablolarıdır.

Fon Teriminin Kapsamı

Fon akım tablolarında analize konu olan temel kavram fondur. Ancak fonun tek bir tanımı yapılmak yerine fon terimi genellikle üç farklı kapsamda kullanılmaktadır. Fon akım tabloları fonun üç farklı kapsamda kullanılması sonucu üç farklı tablo olarak hazırlanırlar.

  1. En geniş anlamda fon, yasal olarak kullanılabilen hakların, finansal araçların ve fınansal olanakların tümü anlamında aktifin tamamını ifade etmektedir. Aktifin tamamı fon kabul edildiğinde hazırlanan tablonun adı fon akım tablosudur.
  2. Fon kavramı biraz daha dar anlamda dönen varlıkların kısa vadeli yabancı kaynaklan aşan kısmı olarak net çalışma sermayesini ifade etmektedir. Fon olarak net çalışma sermayesi (net işletme ser­mayesi) kabul edildiğinde hazırlanan tablonun adı “Net Çalışma Sermayesinde Değişim Tablosudur”
  3. Fon kavramı daha dar tanımlanarak sadece nakit ve nakit benzeri varlıklar olarak alındığında ise nakit akım tablosu düzen­lenir.

Fon Akım Tablosu

Fon akım tablosu, belirli bir dönem içinde işletmenin sağladığı mali olanakları ve bunların kullanış yerlerini göstermek yoluyla işlet­menin o dönemdeki yatırım ve finansman faaliyetlerini özetler, finansal durumda meydana gelen değişiklikleri açıklar.

Fon akım tablosunda fon terimi en geniş kapsamda kullanılmak­ta ve yasal olarak kullanılabilen hakların, finansal araçların ve finansal olanakların tümü anlamında aktifin tamamını ifade etmekte­dir. Bu kapsamlı tanıma göre herhangi bir varlık kalemi azaldığında işletme bu yolla fon yaratmış olur. Yine işletme yeni bir varlık unsuru edindiğinde fon kullanmış olmaktadır. Bu tablo işletmenin fonlarını hangi kaynaklardan sağladığını ve bu fonları nerelerde kullandığını gösterdiğinden (“Kaynaklar ve Kullanımlar Tablosu”) olarak da adlandırılmaktadır

Fon akım tablosu işletmenin finansal faaliyetlerini fonların elde edildiği kaynaklar ve kullandıkları yerler bakımından gösterir ve düzenlenişindeki esas amaç bir işletmenin finanslama ve yatırım faaliyetleri ile dönem içi finansal durum değişikliklerini kapsayan bilgilerin finansal tablo kullanıcılarına sunulmasıdır.

Fon akım tablosu bilanço ve gelir tablosundan rahatlıkla görüle­meyen akışlarını ortaya koyabildiği için işletmenin gerek faaliyetleri sonucunda gerekse ek finansman biçiminde sağlamış olduğu finansal olanaklarla neler yapıldığı söz konusu kaynakların nerelerde kullanıldığı açıkça izlenebilir.

Fon akım tablosu yardımı ile işletme ile ilgili taraflar aşağıdaki sorulara yanıt bulabilmektedirler.

  • Dönem içinde işletme faaliyetlerinden ne kadar fon sağlanmıştır ve bunlar nasıl kullanılmıştır.
  • Dönem içinde diğer faaliyetlerden ne kadar fon sağlanmıştır ve bunlar nasıl kullanılmıştır.
  • İşletme dışından ne kadar fon sağlanmıştır ve bunlar nasıl kullanılmıştır.
  • Borçlar nasıl ödenmiştir.
  • İşletmenin büyümesi nasıl finanse edilmiştir
  • Yeni yatırımlara ve diğer duran varlıklara ne kadarlık yatırım yapılmıştır ve bunların finansmanı nasıl sağlanmıştır.
  • Kar elde edildiği halde niçin kar payı dağıtılmamıştır.
  • Dönem zararı olduğu halde toplam varlıklarda artış nasıl sağlanmıştır.

Fon akım tablosu yöneticilere aşağıdaki konularda yardımcı olmaktadır

  • İşletmenin büyümesi için gerekli fon tutarının öngörülmesi
  • İşletmenin gelecekteki gelişmelerinin kar payı, ücret ve diğer nakit akışlarını karşılayabilme yeteneğinin öngörülmesi ve gelecekte üretim ve çalışma düzeyinin planlanması,
  • Ek çalışma sermayesinde gereksinim duyulduğunda kolaylıkla sağlayabilme olanaklarının belirlenmesi
  • İşletmenin sahip olduğu faaliyet araçlarının gelecekte yeniden dağılımını yapabilme kapasitesinin saptanması
  • İşletmenin ekonomik istikrarının ve zayıf yönlerinin saptan­ması

Fon Akım Tablosunun Düzenlenmesi

Fon akım tablosu bilanço ve gelir tablosu ve bunlara ait açıklayıcı finansal bilgilere dayanılarak düzenlenir.

Fon akım tablosunun düzenlenmesinde öncelikle dönem başı ve sonu bilançoları karşılaştırılarak aktif ve pasif unsurlardaki değişmeler belirlenir.

Genel kural olarak aktif azalışları ile pasif artışları fon kaynağı yaratırken aktif artışları ile pasif azalışları da fon kullanımına neden olur. Ancak fon kaynakları ve kullanımları sadece bilanço verilerinin karşılaştırılması sonucunu bulunan değişmelerden oluşmaz.

Bu kalemlerin bazılarının düzeltilmesi gerekir. Çünkü işletmel­erde fon girişi doğurmayan ya da fon çıkışına neden olmayan çeşitli muhasebe kayıtları vardır.

İşletmelerde fon girişi veya fon çıkışı yaratmayan unsurları fon akım tablosuna etkileri açısından iki gruba ayırabiliriz.

a) Dönem karını etkileyen fakat fon hareketi doğurmayan işlemler dönem karını etkileyen ancak fon hareketi doğurmayan işlemlere döne­min amortisman giderleri örnek olarak verilebilir.

b) Dönem karını etkilemeyen ve fon hareketi de doğurmayan işlemler

Dağıtılmamış karların yedek akçelere eklenmesi, maddi duran varlık yeniden değerleme artışlarının sermayeye eklenmesi, vergi borçlarının ertelenmesi gibi işlemler hem dönem karını etkilemeyen hem de fon hareketi yaratmayan işlemlere örnektir.

Dönem içindeki fon akışlarını yansıtacak şekilde fon akım tablosunun düzenlenebilmesi için aşağıdaki bilgiler olmalıdır

  • Hesap önemine ait gelir tablosu
  • Dönem başı ve dönem sonu bilançosu
  • Bir önceki hesap dönemine ait kar dağıtım bilgileri
  • İlgili hesap döneminde ödenen vergiler

Fon akım tablosu düzenlenirken fon kaynakları ve kullanımları başlıca alt gruplar itibariyle ayrı ayrı gösterilmeli, çifte sayıma yol aça­bilecek değişmeler ayıklanmalı, fon hareketine neden olmayan işlemler tabloda gösterilmemeli, dönem karını etkilemeyen yalnız aktarmalar nedeniyle hareket gösteren ve fon hareketi de doğurmayan hesaplara da tabloda yer verilmemelidir.

Fon Kaynakları

Fon kaynakları en basit bir anlatımla her türlü aktif azalışı ile borçlardaki ve özkaynaklardaki artışlardır. Diğer bir ifade ile işlet­menin mali olanaklarında artış yaratan işlemler fon kaynaklardır. Fon kaynakları aşağıda sıralandığı biçimde sekiz grupta toplanabilir.

  1. Olağan faaliyetlerden sağlanan kaynaklar
  2. Olağandışı faaliyetlerden sağlanan kaynaklar
  3. Dönen varlık tutarındaki azalışlardan sağlanan kaynaklar
  4. Duran varlık tutarındaki azalışlardan sağlanan kaynaklar
  5. Kısa vadeli yabancı kaynak tutarındaki artışlardan sağlanan kay­naklar
  6. Uzun vadeli yabancı kaynak tutarındaki artışlardan sağlanan kay­naklar
  7. Sermaye artırımından sağlanan kaynaklar
  8. Hisse senedi ihraç primlerinden sağlanan kaynaklar

1.      Olağan Faaliyetlerden Sağlanan Kaynaklar

Fonların en önemli kaynağı işletmenin cari olağan faaliyetleri sonucu yaratmış olduğu kaynaktır. İşletmenin gelir tablosunda gözüken olağan faaliyet karı bir fon kaynağıdır. Ancak o dönemde fon çıkışına neden olmayan giderler kara eklenirken fon girişi sağlamayan gelirler de kardan düşülür.


Fon çıkışı gerektirmeyen ve kara eklenen giderler
;

a. Dönemin amortisman giderleri

b. Karşılık giderleri

c. Gelecek aylara ait giderlerin döneme ait kısmı

d. Reeskont faiz giderleri Bu giderler dönemin karını azalttığı halde Fon dediğimiz aktiflerde gerçek bir azalışa yol açmamıştır.

İşletme açısından herhangi bir kaynak yaratmayan, ancak gelir yazıldıkları için karı artıran;

a) Peşin tahsil edilmiş gelirlerin döneme isabet eden kısmı

b) Borç senetlerinin reeskonta tabi tutulması sonucu kayda alınan reeskont faiz gelirleri

c) Konusu kalmayan karşılıkların iptali sonucu gelir yazılan kısmı

2.      Olağandışı Faaliyetlerden Sağlanan Kaynaklar

Bu grupta işletmenin süreklilik göstermeyen olağandışı işlem­lerinden sağlanan fon büyüklüğü yer alır. Faaliyet dışı gelir ve karlar ile faaliyet dışı gider ve zararlar arasındaki pozitif farkı gösteren faaliyet dışı kara fon çıkışı gerektirmeyen kalemler eklenir ve bu kar­dan fon girişi sağlamayan kalemler indirilir. Duran varlık satışlarından sağlanan kaynak, satış tutarı üzerinden fon kaynağı olarak kabul edildiğinden olağandışı gelir ve karlara kaydedilen duran varlık satış karı veya zararı düzeltilmelidir. Satış karı varsa çift sayımı önlemek için olağandışı kardan çıkarılırken satış zararı varsa olağandışı kara eklenir.

3.      Dönen Varlık Tutarındaki Azalışlardan Sağlanan Kaynaklar

Dönen varlıkların brüt değerinde ortaya çıkan azalış tutarları o dönemde işletmeye kullanılabilir mali olanak sağladığı için fon kay­nakları içinde raporlanır.

4.      Duran Varlık Tutarındaki Azalışlardan Sağlanan Kaynaklar

Duran varlıkların brüt değerindeki azalışlar da bir fon kaynağıdır. Duran varlık satışından sağlanan kaynaklar satış tutarı üzerinden fon kaynağı olarak gösterilir.

5.      Kısa Vadeli Yabancı Kaynak Tutarındaki Artışlardan Sağlanan Kaynaklar

İşletme, üçüncü kişilerden borçlanmak suretiyle kısa vadeli yabancı kaynak sağlayarak mali olanaklarını artırabilmektedir. Bu nedenle borç ve gider karşılıklarındaki artışlar hariç bilançolardaki kısa vadeli borç kalemlerindeki artışlar fon kaynağıdır.

6.      Uzun Vadeli Yabancı Kaynak Tutarındaki Artışlardan Sağlanan Kaynaklar

Borç ve gider karşılıkları dışında uzun vadeli yabancı kaynaklar­daki artışlar da işletmenin mali olanaklarını artırdığından fon kaynağıdır.

7.      Sermaye Artırımından Sağlanan Kaynaklar

İşletmenin sermayesinde dış kaynaklardan sağlanan artış tutar­larını ifade eder. Yeniden değerleme değer artışları ile yedeklerin ser­mayeye ilave edilmesi ise herhangisi bir fon girişi sağlamamaktadır.

8.      Hisse Senedi İhraç Primlerinden Sağlanan Kaynaklar

Hisse senedi ihraç primleri, dönem içinde ihraç edilen hisse senetlerinin nominal değerin üzerinde satışı sonucu doğar ve nominal değer ile satış fiyatı arasındaki farktır. Sermaye yedekleri içerisinde yer alan dönemle ilgili hisse senedi ihraç primleri (emisyon primi) bir fon kaynağı olarak kabul edilir.

Fon Kullanımları

İşletmelerde fon çıkışına neden olan, yani mali araçlarda azalma meydana getiren işlemler fon kullanımlarını ifade etmektedir. Fon kullanımları genel olarak aktifteki artışlar ile pasifteki azalışlardır. Fon kullanımlarını aşağıdaki gibi gruplayabiliriz

  1. Olağan faaliyetlerle ilgili kullanımlar
  2. Olağandışı faaliyetlerle ilgili kullanımlar
  3. Ödenen vergi ve benzerleri
  4. Ödenen kar payları (temettüler)
  5. Dönen varlık tutarındaki artışlar
  6. Duran varlık tutarındaki artışlar
  7. Kısa vadeli yabancı kaynak tutarındaki azalışlar
  8. Uzun vadeli yabancı kaynak tutarındaki azalışlar
  9. Sermayedeki azalışlar

1.       Olağan Faaliyetlerle İlgili Kullanımlar

İşletmenin dönem faaliyetini zararla kapatması halinde zarar tutarı kaynak kullanımını ifade eder. Ancak işletmenin her zarar etmesi halinde mali olanaklarında bir azalış meydana gelmez. Örneğin, fon çıkışı gerektirmeyen giderler olağan faaliyet zararını artırır, ancak bunlar kaynak kullanımını ifade etmediği için zarar büyüklüğünden düşünmelidir. Buna karşılık fon girişi sağlamayan gelirler de olağan faaliyet zararını azaltır, ancak gerçek anlamda fon kaynağı sağlamadıktan için olağan kara eklenmelidir.

Bu ilave ve indirimler sonucunda pozitif bir tutarın çıkması durumunda, sözkonusu tutar fon kaynağı olarak dikkate alınır, aksi taktirde fon kullanımına neden olur.

2.      Olağandışı Faaliyetlerle İlgili Kullanımlar

Faaliyet dışı gelir ve karlar ile faaliyet dışı gider ve zararlar arasındaki negatif fark olağandışı zararı ifade eder. Faaliyet dışı zarara, fon çıkışı gerektirmeyen kalemlerin eklenmesi ve fon girişi sağlamayan kalemlerin indirilmesi sonucunda pozitif bir tutara oluşması ulaşması durumunda, bu tutar fon kaynağı olarak dikkate alınır, aksi taktirde fon kullanımına neden olur.

3.       Ödenen Vergi ve Benzerleri

Kaynaklar arasında vergiden önceki kar gösterildiğinde, kar üzerinden ödenen vergi benzerleri fon kullanımları içinde gösterilme­lidir. Ülkemizde kar üzerinden alınan vergilerin fiilen ödenmesi ile karın elde edilmesi arasında dönem farkı vardır. Bu tür vergiler genellikle gelirin elde edildiği dönemi izleyen yılda ödendiklerinden fon kaynaklarında vergi öncesi kar raporlanırken bir önceki yılın karı üzerinden ödenen vergilerin de kullanımlar içerisinde raporlanması daha uygundur.

4.       Ödenen Kar Payları (Temettüler)

Dönem içinde pay sahip­lerine ve diğer kişilere ödenen temettüleri ifade eder. Ortaklık hisse
senedi dağıtılarak kar payı dağıtımı yapıldığında bu, aynı zamanda sermaye artırımı anlamına taşıdığı için artan sermaye de kaynaklar
kısmında yer alır.

5.       Dönen Varlık Tutarındaki Artışlar

Dönen varlıkların brüt değerinde ortaya çıkan artış tutarlarını ifade eder.

6.       Duran Varlık Tutarındaki Artışlar

Duran varlıkların brüt değerlerindeki artışlarda bir fon kullanımıdır. Yalnız yeniden değerlemeden kaynaklanan artışlar kullanımlar kısmında yer almamalıdır.

7.      Kısa Vadeli Yabancı Kaynak Tutarındaki Azalışlar

Borç ve gider karşılıkları ile gelecek aylara ait peşin tahsil edilen gelirlerdeki azalış dışında bilançolardaki kısa vadeli borç kalemlerindeki azalışları gösterir.

8.      Uzun Vadeli Yabancı Kaynak Tutarındaki Azalışlar

İşletmenin borç ve gider karşılıklarındaki azalış dışında uzun vadeli borçlarında ortaya çıkan azalış tutarlarıdır.

9.       Sermaye Azalışı

İlgili mevzuat uyarınca sermayede yapılan azalış tutarlarını ifade eder.

Fon Akım Tablosunun Yorumu

Fon akım tablosu düzenlendikten sonra tablonun yorumlanarak mevcut dönemin işletme için neyi ifade ettiği, gelişmenin işletmenin lehine mi yoksa aleyhine mi olduğu gibi konularda tahminlerde bulunulur.

Fon akım tablosunun yorumlanabilmesi için analizi yapılırken yüzde yöntemi ile analiz tekniğinin kullanılması uygun olur. Bu analiz yönte­minde ilgili hesap döneminde işletmenin sağladığı fon kaynaklan yüz kabul edilerek her bir fon kaynağı unsurunun toplam içindeki nispi yeri belirlenir. Yine aynı şekilde fon kullanımları da yüz kabul edilerek her bir kullanım yerinin toplam kullanımlar içindeki nispi yeri belirlenir.

Fon akım tablosu işletmenin dönem içindeki fon hareketlerinin dönemsonu itibariyle sonuçlarını fon kaynaklan ve fon kullanımları itibariyle gösterir ve bu nedenle tablonun her iki bölümü önce tek başına yorumlanır sonra da kaynaklarla kullanımların ilişkisi yorumlanır.

Fon Kaynaklarının Yorumu

Fon kaynaklarının yorumunda fonların nerelerden sağlandığı ve sağlanan fonların gelecek dönemlerde de sağlanıp sağlanmayacağı üzerinde durulur. Fon kaynakları dikey yüzdeler şeklinde de ifade edildiği için her bir kaynağın toplam içindeki payı kolaylıkla görülebilir.

  • Fon kaynakları içinde en iyi fon kaynağı, olağan faaliyetlerden sağlanan kaynaklardır. Olağan faaliyetlerden sağlanan kaynaklar
    toplam kaynaklar içinde ne kadar çok paya sahipse o kadar iyidir. İşletmenin fon yaratma gücü ve sağlanan fonların gelecekte de devam edip etmeyeceği, sürekli olup olmayacağı konusunda fikir verir.
  • Sermaye artışları geri ödemesiz bir kaynak olmaları, faiz yükü getirmemeleri nedeniyle finansal güvenilirlik açısından yeğlenen kay­naklardır. Ancak hisse başına karda azalmaya neden olabilir.
  • İşletmenin yüksek faizli, kısa vadeli borçlanarak kaynak sağlaması özellikle ekonomik durgunluk dönemlerinde veya kısıtlayıcı para politikalarının izlendiği dönelerde önemli geri ödeme problemleri yaratabilir. Özellikle kısa vadeli banka kredisi kullanarak kaynak sağlanması ve bu tür kaynakların toplam kaynaklar içinde büyük yer tutması tehlikeli bir gelişmenin göstergesi olabilir.
  • İşletmeler ekonomik durgunluk veya kriz dönemlerinde varlıklarını elden çıkartarak kaynak yaratabilirler. Finansal duran varlıkların, maddi duran varlıkların satılması kısa vadeli borçların ödenmesi için kaynak yaratabilir.
  • Ancak bu en son başvurulacak kaynak olarak düşünülmelidir. Çünkü bir işletmenin üretim ve diğer hizmetlerini sürdürmesinde kullanılan bu tür değerlerin elden çıkarılması, faaliyetlerin aksamasına, karın azalmasına neden olabilir.
  • Dönen varlıklar işletme faaliyetlerine katılan unsurlardan olduğu için doğal olarak fon kaynağı olabilir. Ancak işletmenin likit yapısını zayıflatıcı kalemlerden ziyade tahsilat ve satışlara dayalı kalemlerin yer alması gerekir. Bir işletme sürekli olarak gerek dönen varlıklarını gerekse duran varlıklarını azaltamaz.

Varlık azalışı yolu ile kaynak yaratma konusunda aşırılığa kaç­mak gelecek dönemlerde işletmenin fon yaratma kapasitesini azaltır, karı üzerinde olumsuz etki yapar ve yabancı kaynak bulmasını zorlaştırır.

Fon Kullanımlarının Yorumu

Fon kullanımlarının yorumunda sağlanan fonların nerelerde kul­lanıldığı araştırılır. Fon kaynaklarının yorumunda en uygun kay­nakların belirlenmesi esas iken fon kullanımlarının yorumunda esas olan işletmenin finansal ve ekonomik faaliyetlerinde başarılı olmasını sağlayacak yerlere fonların harcanmış olup olmadığını belirlemektir.

İşletmenin olağan faaliyetler sonucu kaynak yitirmesi kuşkusuz olumsuz bir durumdur. Çünkü işletmenin yarattığı fonlarını yitirdiği gibi, işletmenin fon gereksinimini de artırır. Zararın aktifte yol açtığı boşluk en çok dönen varlıkları ve dolayısıyla net çalışma sermayesini zedeleyecektir ve maddi duran varlıkların üretimde kullanılmasını aksatacak, kısa ve uzun vadeli borç ödeme gücünü zayıflatacaktır.

Fiyat artışlarının hızlı olduğu dönemlerde fiyat artışlarının neden olduğu çalışma sermayesi gereksinimi nedeniyle işletmelerin daha çok dönen varlığa yatırım yaptığı görülmektedir.

İşletmenin büyümesi ve gelecekteki başarısı açısından yenileme, modernizasyon, kapasite artırıcı yatırımlara gitmesi, bu amaçla maddi duran varlık edinmesi fon kullanımları açısından uygun yerlerdir.

İşletmelerin özellikle vadesi gelen borçlarını ödeyerek borç yükünü azaltması da fon kullanımlarında olumlu yorumlanması gereken bir durumdur. Böyle bir durum işletmenin borçlanarak kay­nak sağlama kapasitesinin arttığını da gösterir.

Fon Kaynakları İle Fon Kullanımlarının İlişkisinin Yorumlanması

Fon kaynakları ve kullanımları ayrı ayrı yorumlandıktan sonra her ikisi karşılaştırılarak fon kullanımlarının hangi kaynaklarla karşılandığı, diğer bir ifade ile nerelerden sağlanan kaynakların nerel­erde kullanıldığı araştırılır.

Süreklilik gösteren kaynaklardan sağlanan fonlar uygun yerlerde kullanılmadığında bunlardan beklenen yarar sağlanamaz. Bu durum­da işletme fon yaratma gücünü de yitirebilir, hatta varlığını sürdürmesi bile tehlikeye düşürebilir.

Bir işletmenin fon akım tablosu analiz edilirken özellikle kay­naklarda bunların kullanım yerleri arasında uygunluk bulunup bulun­madığı üzerinde önemle durulmalıdır.

Fon kullanımındaki dönen varlıklar kısa vadeli yabancı kay­naklar ve faaliyetler sonucu sağlanan kaynaklarla, fon kullanımındaki duran varlıklar ise sermaye uzun vadeli yabancı kaynaklar ve faaliyet sonucu yaratılan kaynaklarla karşılanmalıdır.

Duran varlıkların kısa vadeli ya da süreklilik göstermeyen kay­naklarla karşılanması, bu değerler daha nakit girişi yaratmadan kısa vadeli yabancı kaynakların geri ödenmesi zorunluluğu gibi finansman açısından sakıncalı bir durum yaratır.

Faaliyetleri sonucu fon yaratamayan, borçla borç ödeyen, büyük zararlara uğrayan, aktiflerini yanlış kaynaklarla finanse eden veya borçlarını yanlış aktif unsurlarla ödeyen işletmelerin ise fon yaratma gücü zayıf olacağı gibi fon gereksinimleri de o oranda yüksek olacaktır. Üstelik fon gereksinimleri karşılamada da zorluk çekebilecek­lerdir.

Net Çalışma Sermayesinde Değişim Tablosu

Net Çalışma Sermayesinin Tanımı ve Önemi

İşletmenin dönen varlıklarının toplamı işletmenin günlük faaliyetlerinin sürdürülmesi ve kısa vadeli borçlarının ödenmesinde kullanılan varlıkları olarak brüt çalışma sermayesi olarak adlandırılmaktadır. Dönen varlıkların günlük faaliyetleri sürdürmek için kullanılan kısmı ise net çalışma sermayesi (NÇS) olarak adlandırılır ve dönen varlıklarla kısa vadeli yabancı kaynaklar arasındaki olumlu farktır. Diğer bir ifade ile dönen varlıkların uzun vadeli yabancı kaynaklarla veya öz kaynakla finanse edilen kısmıdır. Bir işletmenin kısa vadeli borçlan toplamı dönen varlık toplamından fazla ise net çalışma sermayesi noksanı veya açığı söz konusudur.

Bu durum hem kısa vadeli borçların ödenemeyeceğini hem de günlük faaliyetlerin aksayacağını işaret eder. Çünkü kısa vadeli yabancı kaynakların dönen varlıkların yanı sıra duran varlıklara yatırıldığını gösterir.

Yeterli büyüklükte çalışma sermayesine sahip olmanın işletmeye saklayacağı yararları aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.Net çalışma sermayesinin

yeterli olması

  1. Mal ve hizmet üretiminde kullanılan girdilerin zamanında sağlan­masına olanak vereceğinden işletme faaliyetlerinin daha verimli sürdürülmesini kolaylaştırır.
  2. Dönen varlıklarda oluşacak değer düşmelerinin işletme üzerinde yaratacağı olumsuz etkileri azaltacaktır.
  3. Borçların zamanında ödenmesini sağlayacaktır. Ayrıca işletmenin kredi itibarını da artıracağından yeni kredi olanakları bulunmasını kolaylaştıracaktır.
  4. Deprem, yangın, su baskını gibi afetler sonucunda, işletmenin finansal yönden zor duruma düşmesini önleyecektir.
  5. Alıcılara daha iyi hizmet sunulmasına olanak verecektir. Müşterilerin gereksinimlerini, taleplerini zamanında karşılayabilecek yeterli düzeyde stok bulundurabilecek, daha uygun koşullarda kredili satış yapılabilecektir.
  6. Duran varlıkların tam kapasite ile çalışmasına katkı sağlayacaktır.
  7. Durgunluk dönemlerinin kolay atlatılmasını sağlar.

Net çalışma sermayesinin belirlenmesinde aşağıdaki faktörler rol oynar

a. İşletmenin faaliyet konusu türü

b. Faaliyetlerin niteliği,

c. Tedarik ya da üretimin süresi

d. Faaliyet konusu mamulün birim maliyeti

e. Satış hacmi ve stok devir hızı,

f. Satış vadeleri ve alacak devir hızı

g. Tedarik maliyeti ve depolama giderleri
h. Satışların mevsimlik olması

h. Kullanılan teknoloji

Net Çalışma Sermayesi ve Fon Akışlarını Etkileyen İşlemler

İşletmede ortaya çıkan işlemlerin bazıları NÇS’ni etkileyerek fon akışına neden olurken bazıları da NÇS büyüklüğü üzerinde hiçbir değişikliğe neden olmadıkları için fon hareketi yaratmaz.

NÇS’de değişme yaratan işlem ve olayları aşağıdaki gibi sıralayabiliriz;

  1. Dönen varlıklar ve uzun vadeli borçlan etkileyen işlemler. Örneğin, uzun vadeli borçlanma karşılığında dönen varlık satın alınması veya dönen varlıklarla uzun vadeli borçların ödenmesi
  2. Dönen varlıklar ve özkaynaklar grubunu etkileyen işlemler. Örneğin, dönen varlık unsurları ile kar payı dağıtımı veya sermaye olarak bir dönen varlık unsurunun koyulması
  3. Dönen varlıklar ve duran varlıkları etkileyen işlemler. Örneğin, dönen varlık karşılığında duran varlık alınması
  4. Duran varlıklar ile kısa vadeli yabancı kaynaklan etkileyen işlemler. Örneğin, uzun vadeli borcun kısa vadeli hale gelmesi.
  5. Kısa vadeli yabancı kaynaklar ile özkaynakları etkileyen işlemler. Örneğin, işletmeden kısa vadeli alacağı olan bir satıcının alacağına karşılık işletmeye ortak olması

İşletmede gerçekleşen bazı işlem ve olaylar ise NÇS büyüklüğünde hiçbir etki yaratmayabilirler. Bu durumda bunlar bu tabloda yer almayacaklardır. Aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:

  1. Sadece dönen varlıkları ve kısa vadeli yabancı kaynakları etk­ileyen işlemler. Örneğin, kısa vadeli borçların dönen varlıklarla öden­mesi veya kısa vadeli borçlanarak dönen varlık alınması
  2. Duran varlıklar ve uzun vadeli yabancı kaynakları etkileyen işlemler. Örneğin, uzun vadeli borçlanarak duran varlık alınmasıDuran varlıklar ve öz kaynakları etkileyen işlemler. Örneğin, sermaye olarak duran varlık koyulması
  3. Yalnızca duran varlıkları etkileyen işlemler. Örneğin, uzun vadeli bir alacak karşılığında hisse senedi alınarak bunun iştirak amacıyla elde bulundurulmasıUzun vadeli yabancı kaynaklar ve öz kaynakları etkileyen işlemler. Örneğin, uzun vadeli borçlanma amacıyla çıkartılan tahvil­lerin hisse senedi ile değiştirilmesi
  4. Yalnızca öz kaynakları etkileyen işlemler. Örneğin, dağıtılmamış karların sermayeye eklenmesi

Net Çalışma Sermayesinde Değişim Tablosunun Düzenlenmesi

Net çalışma sermayesinde değişim tablosunun hazırlanabilmesi için dönem başı ve dönem sonu karşılaştırmalı bilançoları, dönemin gelir tablosu, kar dağıtım tablosu ve bunlarla ilgili açıklamalar gerek­lidir.

Net çalışma sermayesinde Değişim tablosu, nakit akım ve geniş anlamda fon akım tablosundan farklıdır. Bu tablo, işletmenin bir hesap dönemi içinde nakit tahsilat ve ödemelerini göstermediği gibi, üçüncü kişilerle olan ilişkilerden doğan tüm finansal olanaklarını ve bunların kullanılış yerlerini de ortaya koymaz. Kapsam itibari ile nakit akım tablosundan daha geniş, fon akım tablosundan ise daha dardır.

Net çalışma sermayesi değişim miktarı, dönen varlıklardaki net değişimden kısa vadeli net değişim çıkarılarak hesaplanır. Tablonun birinci bölümü hazırlanırken dönen varlıklardaki artışlar ile kısa vadeli yabancı kaynaklardaki azalışlar NÇS’nı arttırırken, dönen varlıklardaki artışlar ile kısa vadeli yabancı kaynaklardaki artışlar NÇS’nı azaltacaktır. Dönem sonundaki NÇS’nin dönem başı NÇS’den büyük oluşu NÇS’de artış olduğunu gösterir. Tersi bir durum ise, NÇS’de azalış olduğunu gösterir. Eğer ele alınan yıllardan ilkinde (dönem başında) NÇS mevcudu varken ikinci yılda (dönem sonunda) NÇS noksanı varsa NÇS’deki azalış ilk yılın NÇS mevcudu ile ikinci yılın NÇS noksanının mutlak toplamı kadar ola­caktır. Bunun tersine ele alınan yıllardan ilkinde (dönem başında) NÇS noksanı varken ikinci yılda (dönem sonunda) NÇS mevcudu varsa NÇS’deki artış ilk yılın NÇS noksanı ile ikinci yılın NÇS mevcudunun mutlak toplamı kadar olacaktır.

Tablonun ikinci bölümünde NÇS’deki değişikliğin nedenleri fon kay­nakları ve fon kullanımları şeklinde açıklanır. Yalnız bu tabloda dönen varlıklar ve kısa vadeli borçlardaki değişim kaynak ve kullanımlar kısmında yer almaz. Bunun yerine net çalışma ve sermayesindeki azalış veya artış tabloya dahil edilir.

Net Çalışma Sermayesi Fon Kaynakları

Net çalışma sermayesini artıran olaylar fon kaynaklarını oluşturur. Duran varlık kalemindeki azalışlardan ve uzun vadeli yabancı kaynaklar ile öz kaynak kalemlerindeki artışlardan net çalışma sermayesi anlamında fon yaratanlar yarattıkları fon tutan üzerinden “fon kaynağı” sayılırlar. Net çalışma sermayesinde artış yaratan olayları beş grupta toplayabiliriz:

  1. İşletmenin faaliyetlerinden sağlanan kaynaklar
  2. Duran varlık tutarındaki azalışlardan sağlanan kaynaklar
  3. uzun vadeli yabancı kaynak tutarındaki artışlardan sağlanan kay­naklar
  4. Sermaye artırımından sağlanan kaynaklar
  5. Hisse senedi ihraç primlerinden sağlanan kaynaklar

1.      İşletmenin Faaliyetlerinden Sağlanan Kaynaklar

NÇS’nin de en önemli fon kaynaklarından birisi işletmenin kendi faaliyetleri sonucu yarattığı kaynaklardır. İşletmenin cari faaliyetleri sonu­cu elde edilen net kar ve o hesap döneminde kayda alınan amortismanlar, tükenme ve itfa payları ve o dönem içinde fon çıkışına neden olmayan giderlerden oluşur. Faaliyetler sonucu sağlanan kaynak tutarı belirlenirken fon hareketine yol açmayan gelir ve giderlerin etkisinin giderilmesi gerekir. Aslında Net Çalışma Sermayesinde Değişim tablosunun hazırlanışı fon akım tablosunun hazırlanışına benzer. Fakat burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta fonun kapsamıdır. Bu tabloda fon olarak net çalışma sermayesi kastedildiği için düzeltme kalemleri ve büyüklükleri NÇS’de değişme yaratıp yaratmadığı dikkate alınarak belirlenir. Örneğin, fon akım tablosu düzenlenirken karşılık giderleri fon hareketini neden olmayan giderler olarak karın düzeltilmesinde kullanılıyordu.

Fakat NÇS’de değişim tablosu düzenlenirken eğer bu karşılık giderleri dönen varlık unsurlarının değerlemesi ile ilgili olarak ortaya çıkmışsa (stok değer düşme zararı, kısa vadeli şüpheli alacak zararı gibi) karın düzeltilmesinde kullanılmayacaklardır. Diğer bir ifade ile fon kaynaklarında yer almayacaklardır. Çünkü döneme ait karşılık giderleri kayda alınırken karşılığında negatif aktif düzenleyici bir hesap alacaklandırılmıştır.

Bu düzenleyici hesaplar dönen varlık unsurlarında bir indirim olarak raporlandırıldıklarında dönen varlık toplamına net değer üzerinden yansıyacak ve dolayısıyla NÇS büyük­lüğünü zaten etkilemiş olacaktır.Bu nedenle karşılık giderleri de fon kaynakları belirlenirken karı düzeltmede kullanılmamalıdır.

Gelecek aylara ait giderler büyüklüğü de dönen varlık toplamı içinde yer aldığından fon kaynakları belirlenirken fon çıkışına neden olmayan bir gider olarak düzeltmede kullanılmamalıdır. Gelecek aylara ait gelirler de kısa vadeli yabancı kaynak toplamı içinde yer aldığı için bunların döneme ait kısmı fon kaynaklarının belirlen­mesinde fon girişi sağlamayan bir gelir olarak dikkate alınmamalıdır. Fakat duran varlıklar grubundaki gelecek yıllara ait gelirlerde bir değişme varsa bunlardaki değişmeler fon kaynağı ve kullanımı olarak dikkate alınacaktır.

2.      Duran Varlık Tutarındaki Azalışlardan Sağlanan Kaynaklar

Duran varlıkların satışı söz konusu ise satış tutarı üzerinden fon kaynağı sayılacak ve satış kan veya zarar faaliyet sonucu yaratılan kaynak büyüklüğü hesaplanırken düzeltmede kullanılacaktır. Ancak duran varlık unsurundaki azalışın dönen varlıklara veya kısa vadeli yabancı kaynaklara yansıması gerekir.

Örneğin faaliyetlerde kullanılan bir makine uzun vadeli olarak kredili şekilde satılmışsa bu satış NÇS’ni etkilemeyeceğinden fon kaynakları arasında yer almaya­caktır.

3.      Uzun Vadeli Yabancı Kaynak Tutarındaki Artışlardan Sağlanan Kaynaklar

Uzun vadeli borçlanmalar dönen varlıkları artırır veya kısa vadeli borçlan ödemede kullanırsa ya da kısa vadeli borçlar uzun vadeli borçlara dönüşürse fon kaynağı oluştururlar.

4.      Sermaye Artırımından Sağlanan Kaynaklar

Sermaye artırımının dönen varlıklarda artış yaratması veya kısa vadeli yabancı kaynaklan azaltması koşuluyla fon kaynağı yaratır.

5.      Hisse Senedi İhraç Primlerinden Sağlanan Kaynaklar

Sermaye artırımı sırasında hisse senetlerinin nominal değerin üzerinde ihracı ile NÇS unsurları etkileniyorsa fon kaynağıdır.

Net Çalışma Sermayesi Fon Kullanımları

Net çalışma sermayesini azaltan olaylar fon kullanımlarını oluşturur. Net çalışma sermayesinde azalış yaratan olayları beş grupta toplayabiliriz

  1. İşletme faaliyetleri ile ilgili kullanımlar
  2. Ödenen kar payları (temettüler)
  3. Duran varlık tutarındaki artışlar
  4. Uzun vadeli yabancı kaynak tutarındaki azalışlar
  5. Sermayedeki azalışlar

Net Çalışma Sermayesinde Değişim Tablosunun Yorumu

Net çalışma sermayesinde değişim tablosu iki kısımdan oluşmaktaydı. Net çalışma sermayesindeki değişikliği gösteren birin­ci kısım ve bu değişikliğin nedenlerini gösteren ikinci kısım.

Net Çalışma Sermayesindeki Değişikliğin Yorumu

Net çalışma sermayesinde değişim tablosunun birinci kısmı, ele alınan iki yıl bakımından net çalışma sermayesinde ne gibi bir değişimin olduğunu gösterir.

Net çalışma sermayesinin bir önceki yıla göre ne yönde geliştiğinin görülmesi yorum yapmada katkı sağlar.

Temel olan bir işletmenin faaliyetlerinin ve büyüklüğünün gerektir­diği tutamda ve bileşimde net çalışma sermayesine sahip olmasıdır. Net çalışma sermayesi yeterli düzeye çıkartan artış, net çalışma sermayesi noksanından net çalışma sermayesine geçiş olumlu yorumlanır. Aşırı net çalışma sermayesi de dönen varlıkların atıl kalmasına neden olabilir. Böyle bir durum varlık devir hızını ve net çalışma sermayesi devir hızını yavaşlatarak karlılık üzerinde olumsuz etkiler yapar.

Eğer birinci yıldaki net çalışma sermayesi ikinci yılda azalmış ya da tamamıyla kaybedilip net çalışma sermayesi noksanına gelmişse net çalışma sermayesinde azalış olarak görülecek böyle bir değişiklik hiçbir zaman olumlu yorumlanmaz.

Net Çalışma Sermayesinde Değişim Tablosunun Kaynak ve Kullanım Yerleri Bölümünün Yorumu

Tablonun ikinci bölümü, net çalışma sermayesindeki artış ya da azalış şeklinde belirlenmiş olan değişikliğin nedenlerini göstermektedir.Bu nedenler de çalışma sermayesinin kaynakları ve kul­lanım yerleri belirlenerek saptanır.

Bu ikinci kısım işletmenin fon yarat­ma gücünü, gelecekteki fon gereksinimin nerelerden karşılanabileceğini göstermektedir.

Net Çalışma Sermayesinde Fon Kaynaklarının Yorumu

Net çalışma sermayesinin fon kaynakları işletmenin faaliyeti sonu­cundan, sermaye artışından, duran varlıkların veya uzun vadeli yabancı kaynaklarından sağlanabilir. Bunlardan en iyisi faaliyet sonucu sağlanan dönem karıdır. Çünkü işletmenin kendi faaliyetlerinden fon yaratma gücü olarak sürekliliği olan bir kaynaktır. Bunu uzun vadeli yabancı kay­naklar izler. Üçüncü sırada sermaye artışı gelir. Bunun üçüncü sırada saymamızın nedeni sermayeye daha çok işletme kapasitesini artırmada başvurulacak olmasıdır. İşletmeler için pay başına karı azaltmadan net çalışma sermayesini güçlendirmek esastır.

Duran varlıklardan fon sağlanması ise pek istenen bir durum değildir.

Net Çalışma Sermayesinde Fon Kullanımlarının Yorumu

İşletmenin faaliyetleri sonucu zarar etmesi, kar dağıtımı, uzun vadeli borçların ödenmesi, sermaye azaltımına gitmesi veya yeni duran varlıklara yatırım yapılması net çalışma sermayesi fon kul­lanım yerleridir. Faaliyetler sonucu uğranılan zarar en kötü fon kul­lanım yeridir. Çünkü bu yüzden işletme daha önceki dönemlerde var olan fonlarını yitirdiği gibi dönem zararının gelecek dönemlerde de devam etme olasılığı olduğu düşünülür.

Uzun vadeli borcun vadesinden önce ödenmiş olması da ken­disinden bir süre daha yararlanılabilecek olmasına rağmen bunlardan vazgeçildiği anlamına geldiği için pek iyiye yorumlanamaz.

İş hacminin artırılması amacıyla maddi duran varlıklara, riskin dağıtılması veya ek gelir elde etmek için mali duran varlıklara yatırım yapılması işletmenin lehine yorumlanır. Ancak bunların atıl kalmadan işletme faaliyetlerine katkı sağlaması önemlidir. Aksi tak­tirde aktif devir hızının ve dolayısıyla verimliliğin ve karlılığın düşmesine neden olabilir.

Net Çalışma Sermayesinde Fon Kaynakları ve Kullanımları Arasındaki İlişkinin Yorumu

Net çalışma sermayesinde artış işletmenin faaliyetleri sonucu yarattığı kaynaklarla sağlanıyorsa bu durum olumlu yorumlanır. Net Çalışma sermayesi artışı uzun vadeli borçlanma, duran varlıkların satışı veya sermaye artışı ile sağlanabilir. Bu durumlarda net çalışma sermayesindeki artışın yarattığı olumlu izlenim azalır.

Bir işletmenin sürekli olarak uzun vadeli borçlanarak duran varlıklarını satarak veya sermaye artırarak net çalışma sermayesini güçlendirmesi pek mümkün değildir.

İşletmenin faaliyeti sonucu yarattığı kaynağı, dönen varlıkların bileşimini bozmayacak şekilde ve aşırılığa kaçmadan, dönen varlık unsurlarına yatırması veya maddi duran varlıkların finansmanında kullanılması veya uzun vadeli borçların ödenmesinde kullanılması genellikle olumlu yorumlanır. İşletme olağan faaliyetleri sonucu kaynak yaratmıyorsa hatta zarar ediyorsa uzun vadeli borçlanarak net çalışma sermayesini artırması durumunda net çalışma sermayesindeki artış pek olumlu yorumlanmaz. Alınan kredilerin getirdiği faiz yükü faaliyet zararını artıracağı gibi ileride kredilerin vadesi geldiğinde borç ödemede mali güçlüğe düşülme olasılığı da vardır. Bu durumda yeri borçlanmalara gitmek veya ortaklara başvurmak gerekecektir. Bu durum da işlet­menin varlığını tehlikeye düşürebilecek bir kısır döngüye girmesine yol açabilir.

İşletmenin hangi kaynaklarla olursa olsun net çalışma ser­mayesini artırması değil, kendi faaliyetleri sonucu çalışma sermayesi yaratması gerekir. Ayrıca fon kaynaklan toplamının fon kullanımları toplamını karşıladıktan başka, aşan kısmın tablonun birinci bölümünde görülen NÇS’deki artış şeklindeki değişmeyi sağlaması da önemlidir. Eğer fon kaynaklarının toplamı fon kullanımları toplamından küçükse, dönem içinde yaratılan fonların kullanım yer­lerine yetmediğini, üstelik önceki dönemin NÇS’den de kullanıldığını gösterir. Böyle bir durum tablonun birinci kısmında NÇS’de azalış şeklinde bir değişmeye neden olur. NÇS’deki artış genellikle olumlu yorumlanır. NÇS’de azalış ise dönem sonu NÇS’nin küçüklüğü veya NÇS noksanı nedeniyle pek olumlu yorumlanmayacaktır.

Nakit Akım Tablosu

Nakit Akım Tablosunun Tanımı ve Önemi

Nakit akım tablosu, bir faaliyet dönemi içinde işletmede oluşan nakit akımını, bir başka ifade ile işletmenin nakit giriş ve çıkışlarını kaynaklan ve kullanım yerleri itibariyle gösteren tablodur.

Nakit akım tablosunda fon kapsamı sadece nakit ve nakde eşdeğer varlıklar olarak kabul edildiği için fon akım tablosu ve net çalışma sermayesinde değişim tablosundan çok daha dar kapsamlıdır.

Örneğin, fon akımı tablosunun birinci kaynak kalemini oluşturan karın nakit şeklinde oluşmayan bölümü nakit akım tablo­sunda yer almaz. Karın tamamı nakit olmayacağı için, nakit akım tablosu hazırlanmasında karda düzeltme işlemine gidilir.

Yani karda gerekli değişiklikler yapılarak nakit olarak elde edilen kar bulunur ve nakit akım tablosunun kaynağına yazılır.

İşletmenin dönem sonunda elinde bulunan nakit ve nakde eşdeğer varlıkları bilançoda raporlanır. Ancak bilanço sadece o anda­ki durumu gösterdiği için donem içindeki nakit hareketlerini ortaya koymaz. Nakit akım tablosu işletmenin nakit tahsilatı ve ödemelerini gerektiren işlemlerini, bunların gelir sağlayan faaliyetlerini dikkate almadan özetler.

Nakit akım tablosunun hazırlanması aşağıdaki yararları sağlayacaktır;

  1. Gelecekteki nakit akışlarının tahmin edilmesini sağlar.
  2. Yönetimin kararlarının değerlemesini sağlar
  3. işletmenin ortaklara kar payı dağıtabilme ve kredi verenler anapara ve faiz ödeyebilme yeteneğinin belirlenmesinde yardımcı olur
  4. İşletmenin nakit mevcudundaki değişikliklerle karı arasındaki ilişkiyi gösterir.

Nakit akım tablosu işletmedeki para akışını özetleyerek hem geçmişin finansman politikasının değerlendirilmesinde, hem de geleceğe yönelik nakit planlamasının yapılmasında gerek yönetime gerekse diğer ilgili taraflara önemli bilgiler sunar

Nakit akım tablosunun kullanabilecek ilk grup yöneticilerdir. Yönetici bu tablo ile işletmenin nakit yapısını tahmin ederek işletmenin nakit yönetimine yön verme olanağına sahip ola­bilir. Nakit akım tablosunun gösterdiği likidite yapısına göre temettü politikaları oluşturulur. Değerlendirmenin bir parçası olarak kısa dönem borçların ödenmesinde kısa dönem finansman ihtiyacının olup olmadığı kararlaştırılır.

Nakit akım tablosu yatırımcı ve borç verenlerin karar vermesine de yardımcı olur. Yatırımcı ve borç verenler, nakit akım tablosu ile işletmenin gelecekteki nakit yaratma potansiyelini önceden tahmin edebilir.

Nakit akım tablosu, işletmenin borçlarını ödeyebilme kapasitesini gösterir. Yatırımcı için işletmenin borç ödeme potansiyelinden çok, işlet­menin temettü ödeme potansiyelinin tespiti önemlidir.

Nakit Akım Tablosunun Yapısı Nakit Kaynakları ve Başlıca Kullanım Yerleri

Nakit kaynağı (nakit girişleri) sağlayan işlemleri genel olarak aşağıdaki gibi sıralayabiliriz ;

  • Peşin olarak mal veya hizmet satışı
  • Alacakların tahsili
  • Geçici yatırımların satışı
  • Yatırımlardan dolayı nakden kar payı ve faiz alınması
  • Alacak senetlerini iskonto ettirilmesi
  • Duran varlıkların peşin satışı
  • Tahvil veya finansman bonosu ihracı
  • Nakit karşılığı sermaye artırımı
  • Nakit olarak kredi sağlanması

Paranın kullanım yerlerini (nakit çıkışları) ise aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.

  • Nakden ödenen işçi ücret ve giderleri
  • Peşin olarak hammadde, malzeme veya mal alışı
  • Faaliyet giderlerinin ödenmesi
  • Nakden ödenen finansman giderleri
  • Borçların nakden ödenmesi
  • Vergi ödemeleri
  • Nakden kar payı dağıtımı
  • Nakit çıkışı gerektiren diğer giderler
  • Peşin olarak duran varlık alışı
  • Maddi duran varlıkların bakım onarım giderleri
  • Geçici yatırımlarda bulunmak
  • Uzun vadeli yatırım amacıyla nakden menkul kıymet almak
  • Sermayenin nakden azaltılması

Nakit Hareketi Gerektirmeyen İşlemler

Nakit akım tablosu düzenlenirken nakit girişi veya çıkışı sağlamayan işlemlerin elimine edilmesi gerekir. Bu tür işlemleri aşağıdaki gibi sıralayabiliriz ;

  • Amortisman, tükenme ve itfa paylarının kayda alınması İV Stoklar, alacaklar ve menkul kıymetler için değer düşme zararlarının kayda alınması
  • Değersiz hale gelen alacakların kayıtlardan silinmesi İV Dağıtılmamış karların belli amaçlar için tahsisi veya sermay­eye eklenmesi
  • Maddi duran varlıkların yeniden değerlemesi İV Maddi duran varlıkların defter değerinin azaltılması ya da defterden silinmesi
  • Kullanılmaz hale gelmiş maddi duran varlıkların amorti edilmemiş bakiyelerinin zarar olarak kayda alınması
  • Senetli alacak veya borçların bilanço tarihlerindeki değerleri ile raporlanması
  • İştiraklerden bedelsiz hisse senedi alınması
  • Peşin ödenmiş giderlerin o dönemde gider yazılması
  • Peşin tahsil edilmiş giderlerin o dönemde gelir yazılması
  • Tahmini borçların kayda alınması (bilanço tarihi itibariyle hukuken var olan fakat miktarı veya kime ödeneceği kesin olarak belirlenemeyen yükümlülükler)

Sermaye Piyasası Kurulu, Kanun’a bağlı işletmelerden nakit akım tablosu talep etse de, yayınını zorunlu kılmamaktadır. Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğinde de nakit akım tablosu hazırlanması zorunlu sayılan ek tablolar arasında yer almıştır. 01.01.1997 tarihinde yürürlüğe giren Türkiye Muhasebe Standardı 3 “nakit akış tabloları” standardı, belli bir muhasebe döne­minde işletmelerin nakit ve nakde eşdeğer varlıklarında meydana gelen değişiklikleri “işletme faaliyetleri”, “işletme faaliyetleri” , “yatırım faaliyetleri” ve “finansman faaliyetleri” itibariyle sınıflandırarak nakit akış tablosunda nasıl sunulacağını açıklamaktır.


Tekdüzen Hesap Planına Uygun Akım Tablosu

Ülkemizde Sermaye Piyasası Kurulu ve Maliye Bakanlığı ayrıntılı bir Nakit Akım Tablosu Formu geliştirmiştir. Bu formda nakit kaynaklarının (girişlerinin) ve kullanım yerlerinin (çıkışlarının) ayrı bölümler halinde sunulması tercih edilmiştir.

1. İşletme Faaliyetleri

İşletmenin yatırım ve finansman faaliyetleri dışında, gelir yaratan esas faaliyeti ve diğer faaliyetlerinden oluşur. İşletme faaliyetlerinden sağlanan nakit akışları tutarı, dış finansman kaynaklarına ihtiyaç duymadan borçlarını geriye ödeyebilmesinin, işletme faaliyet kapasitesinin sürdürülmesinin, temettülerin ödenmesinin ve yeni yatırımların yapılabilmesinin mümkün olup olmadığının belirlenmesinde temel bir göstergedir. Döneme ilişkin nakit akışlarının belli bölümleri ile ilgili bilgiler, geleceğe ilişkin nakit akışlarının tahmin edilmesinde ve bütçelerin hazırlanmasında kullanılır.

İşletme faaliyetlerinden elde edilen nakit akışları birinci derecede işlet­menin gelir yaratan temel faaliyetleriyle ilgilidir. Ancak diğer olağan ve olağandışı faaliyetlerden elde edilen gelir ve karlar ile gider ve zararlar net karın veya zararın oluşumunu etkilediğinden bu kalemler işletme faaliyetleri bölümünde gösterilir.

Bir maddi duran varlığın satışı sonucu doğan kar veya zarar net kar veya zararın içerisinde değerlendirilir. Ancak bu tür işlemlerle ilgili nakit akışları yatırım faaliyetlerinden elde edilen nakit akışları olarak düşünülme­lidir.

Bir işletme kendi faaliyetleri için veya ticari amaçlarla menkul kıymetler ve benzeri değerler bulundurabilir. Bunların neden olduğu nakit akışları işletme faaliyetleri sonucu meydana gelmiş kabul edilir. Aynı şekilde finansal kurumlar tarafından verilen krediler ve borçlar bu kurumların esas faaliyetleriyle ilgili olduğundan işletme faaliyetleri olarak kabul edilir.

2. Yatırım Faaliyetleri

Mali duran varlıklar, maddi ve maddi olmayan duran varlıklar ile özel tükenmeye tabi varlıklar ve duran varlıkların elde edilmesi ve elden çıkarılmasına ilişkin faaliyetleri kapsar.

Yatırım faaliyetlerinden elde edilen nakit akışlarının ayrı olarak açıklanması önemlidir. Çünkü harcamalar gelecekte kar ve nakit akışı sağlayacak kaynaklar için yapılmıştır.

3. Finansman Faaliyetleri

Öz kaynaklar ile yabancı kaynakların oluşmasına ve bu kay­naklarda meydana gelen değişikliklere ilişkin faaliyetlerden oluşur.

Finansman faaliyetlerine ilişkin nakit akışlarının ayrı olarak açıklanması önemlidir. Çünkü işletmeye sermaye sağlayanların, işlet­menin gelecekteki nakit akışı takiplerinin tahmin edilmesine olanak sağlar.

Nakit akım tablosunun, işletmenin işlevlerine göre, işletmenin normal yatırım ve finansman faaliyetlerinden kaynaklanan nakit akımları şeklinde, üç ayrı bölüm olarak hazırlanması etkinliğini artırır.

İşletmenin faaliyetsel yapısına göre hazırlanan nakit akım tablo­su, likidite ve karlılık arasındaki ilişkiyi açıkça ortaya koyduğundan, işletmenin risklilik ve verimliliğini ölçmede bilanço ve gelir tablo­sundan daha etkindir.

Faaliyetsel esasa göre hazırlanmış nakit akım tablosu, kredi analizinde de etkin şekilde kullanılma potansiyeline sahiptir. Kredi analizinde, işletmenin karlılık yapısı ve krediden elde edilecek gelir, analizin temelini oluştursa da kredi kararı işletmenin krediyi geriye ödeyip ödeyemeyeceğine bağlıdır. Faaliyetsel esasa göre hazırlanmış nakit akım tablosu işletmenin karlılık yapısını ve borç ödeyebilme kapasitesini birlikte ortaya koyar.

Nakit Akım Tablosu Düzenleme Yöntemleri

Nakit akım tablosu doğrudan ve dolaylı olmak üzere iki yöntem­le düzenlenebilir.

1. Dolaylı Yöntem

Tablonun bu yönteme göre düzenlenmesi durumunda işletme faaliyetlerinden sağlanan net nakit fazla ve eksiği belirtilmekte, faaliyetlerin neden olduğu nakit giriş ve çıkışlarının dökümü yapılmamaktadır.

Bu yöntemde başlangıç noktasını gelir tablosunda raporlanan net kar oluşturmaktadır. Daha sonra net nakit akımı (nakit girdi ve kullanımı) sağlamayan örneğin amortisman, karşılık gibi giderlerin net kara yaptığı etkiler düzeltilmektedir.

2. Doğrudan Yöntem

Doğrudan yöntem nakit akım tablosunun işlevini ve düzenleme çalışmalarını daha iyi açıklamaktadır. Doğrudan yöntemde nakit akım tablosunun düzenlenmesinde muhasebe sürecinde üretilen finansal verileri özetleyerek raporlayan iki ana finansal rapor olan “Bilanço” ile “Gelir Tablosu’ndan büyük bir ağırlıkla yararlanılmakta ve nakit akım tablosu düzenleme çalışmalarının başlangıç noktasını gelir tablosu oluşturmaktadır. Gerektiğinde çalışmalar bu tablolara kaynak oluşturan muhasebenin temel kayıt ortamları olan günlük ve büyük defterden yararlanılarak sürdürülmektedir.

Doğrudan yöntemle hazırlanmış nakit akım tablosunun özel­liği, nakit hesabının gelir tablosunun üst ana kalemi olan gelirle başlamasından kaynaklanmaktadır. Bu iki yöntemle hazırlanan tabloların tek farkı Dönem Faaliyetleri Nakit Akımının hesaplan­masından gelmektedir. Yatırım ve Finansman Faaliyetleri nakit akım bölümleri her iki yöntemde de aynıdır.

Nakit Giriş Ve Çıkışlarının Belirlenme Esasları

Dönem içi nakit girişleri

1.  Dönem Başı Nakit Mevcudu

İşletmenin dönem başında kasa ve

bankalarda bulunan nakit mevcudunu ifade eder. Herhangi bir vade taşımayan ve ibraz edildik­lerinde tahsili mümkün bulunan çekler, nakit mevcudu içinde değerlendirilir.

2. Satışlardan Elde Edilen Nakit

İşletmenin esas faaliyetleri ile ilgili mal ve hizmet satışından sağlanan nakit girişlerini gösterir. Bu tutarın hesaplanması için net satış hasılatından, dönem başına göre satışlardan doğan alacaklardaki artış indirilir, azalış ise eklenir.

“SATIŞLARDAN ELDE EDİLEN NAKİT MİKTARINI (SEENM)” bilanço kalemlerini kullanarak aşağıdaki eşitlik yardımıyla da hesaplayabiliriz. SEENM = Toplam Satışlar + Satışlarla İlgili Dönem Başı Alacaklar Toplamı – Satışlarla İlgili Dönem Sonu Alacaklar Toplamı

3. Diğer Faaliyetlerden Olağan Gelir ve Karlardan Dolayı Sağlanan Nakit

Faiz gelirleri, kar payları, komisyon gelirleri, kur farkları ve diğer olağan gelir ve karlar nakden tahsil edilmek koşuluyla burada yer alır. Gelir tahakkukları, reeskont faiz gelirleri, konusu kalmayan karşılıklar, peşin tahsil edilmiş gelirlerin döneme ait kısmı gibi o dönemdeki nakit hareketi doğurmayan kalemler ise gelir tablosunda yer alan diğer faaliyetlerden olağan gelir ve karlardan indirilir. Menkul kıymet satışlarından sağlanan nakit, tablodaki diğer nakit girişleri içinde raporlanmalıdır.

4.      Olağandışı Gelir ve Karlardan Sağlanan Nakit

Duran varlık satışları, satış karlı da olsa zararlı da olsa diğer nakit girişleri içinde yer alır. Eğer satış kan varsa olağandışı gelir ve kardan indirilmelidir.

5. Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklardaki Artışlardan Sağlanan Nakit

Esas faaliyet konusunu ilgilendiren mal ve hizmet alımlarından kaynaklanan olağan ticari borçlar dışındaki artış dışında, kısa vadeli borçlanmalar nedeniyle oluşan nakit girişlerini ifade eder. Bunlar menkul kıymet ihraçları (finansman bonosu gibi) kısa vadeli yabancı kaynak artışları olarak alt gruplara ayrılır. Borç ve gider karşılıkları, gider tahakkukları işletmeye nakit girişi sağlamadığından tabloda yer almaz.

6. Uzun Vadeli Yabancı Kaynaklardaki Artışlardan Sağlanan Nakit

Esas faaliyet konusunu ilgilendiren mal ve hizmetlerin uzun vadeli kredili olarak alımlarından kaynaklanan olağan ticari borçlar dışındaki artış dışında, orta ve uzun vadeli borçlanmalar nedeniyle oluşan nakit girişlerini ifade eder. Tahvil gibi uzun vadeli borçlan­malar nedeniyle oluşan nakit girişlerini ifade eder. Tahvil gibi uzun vadeli menkul kıymet ihraçları, orta ve uzun vadeli olarak alınan nakit krediler ve diğer olarak gruplanır. Borç ve gider karşılıkları, gider tahakkukları, ertelenen ve taksitlendirilen vergiler işletmeye nakit girişi sağlamadığından tabloda yer almaz.

7.  Sermaye Artırımından Sağlanan Nakit

Sadece nakit karşılığı sermaye artırımı bu tabloda yer alır.

8. Hisse Senedi İhraç Primlerinden Sağlanan Nakit

Nakit karşılığı ihraç edilen hisse senetlerinin nominal değerleri üzerinde satılması nedeniyle doğar. Nominal değer ile satış fiyatı arasındaki farktır.

9. Diğer Nakit Girişleri

Portföydeki menkul kıymet satışlarından, diğer alacaklardan yapılan tahsilattan, diğer dönen varlıklardaki azalıştan sağlanan nakit girişleridir.

Dönem içi nakit çıkışları

1. Maliyetlerden Kaynaklanan Nakit Çıkışları

Maliyetlerden kaynaklanan nakit çıkışı hesaplanırken satışların maliyetine stoklardaki artışlarla kredili alımlardan doğan ticari borçlardaki artış eklenir ve bu tutardan amortismanlarla diğer nakit çıkışı gerektirmeyen giderlerle stoklardaki azalış ve ticari borçlardaki azalış indirilir.

2. Faaliyet Giderlerine İlişkin Nakit Çıkışları

Döneme ait faaliyet giderleriyle ilgili nakit çıkışlarını ifade eder. Bu tutara ulaşabilmek için faaliyet giderleri toplamından amortisman ve gider karşılıkları gibi nakit çıkışı gerektirmeyen giderler ile gider tahakkukları indirilir.

Dönem Faaliyet Giderleri = Pazarlama, Satış ve Dağıtım Giderleri + Genel Yönetim Giderleri + Araştırma Geliştirme Giderleri

3.Diğer Faaliyetlerden Olağan ve Gider ve Zararlara İlişkin Nakit Çıkışları

Diğer olağan gider ve zarar tutarından reeskont faiz giderleri, karşılık giderleri gibi nakit çıkışı gerektirmeyen giderlerle tahakkuku yapıldığı halde henüz ödenmemiş giderler indirilir.

4. Finansman Giderlerinden Dolayı Nakit Çıkışı

Maddi duran varlık ve stok maliyetine eklenmeyen finansman gider­lerinden (nakden ödenen kur farkları dahil) dolayı nakit çıkışları yer alır.

5. Olağandışı Gider ve Zararlardan Dolayı Nakit Çıkışı

Ödenen vergi ve para cezaları, tazminatlar gibi olağandışı gider ve zarar nedeniyle doğan nakit çıkışları yer alır.

6. Duran Varlık Yatırımlarına İlişkin Nakit Çıkışları

Duran varlık yatırımları nedeniyle yapılan nakit harcama tutarını gös­terir.

7. Kısa Vadeli Yabancı Kaynak Ödemeleri

Menkul kıymet anapara ödemeleri, alınan kredilerin anapara ödemeleri, ortaklara, iştiraklere borçların ödenmesi, alınan depozito ve teminatların iadesi yer alır. Ticari borçların ödenmesi, vergi ve kar payı Ödemeleri bu bölümde yer almaz.

8. Uzun Vadeli Yabancı Kaynak Ödemeleri

Bu bölüm de kısa vadeli yabancı kaynak ödemelerine paraleldir.

9. Ödenen Vergi ve Benzerleri

Dönem içinde ödenen kurumlar vergisi, gelir vergisi ve benzeri yasal yükümlülükleri içerir.

10. Ödenen Temettüler

Dönem içinde nakden ödenen kar payı tutarını gösterir.

11. Diğer Nakit Çıkışları

Menkul kıymet alışı, diğer alacaklardaki artış, gelecek aylara ait giderler ve diğer dönen varlıklardaki artışlar nedeniyle nakit çıkışlarını gösterir.

Dönem Sonu Nakit Mevcudu

İşletmenin dönem sonunda kasa ve bankalarda bulunan nakit mevcudunu ifade eder. Herhangi bir vade taşımayan, ibraz edildik­lerinde tahsili mümkün bulunan çekler nakit mevcudu içinde yer alır.

Nakit Artış veya Azalışı

İşletmenin dönem içi nakit girişleri ile dönem içi nakit çıkışları arasındaki fark nakit artış veya azalışlarını gösterir. Diğer bir anlatımla dönem içi nakit girişlerinin, dönem içi nakit çıkışlarından fazla olması durumunda aradaki fark nakit artış veya azalışını gösterir.

Nakit Akım Tablosunun Yorumu

1. Nakit Kaynaklarının Yorumu

İşletmeye nakit ve mevduat girişi sağlayan işlemler nakit kay­naklarını oluşturmaktadır. Peşin olarak mal ve hizmet satışı ve alacak­ların nakden tahsili, bilanço kalemlerinden sağlanan nakitler ve olağan gelirlerden sağlanan nakitler şeklinde üç grupta toplanabilir. Bunlardan ilkinin tutarca büyük olması işletmenin lehine yorumlanır.

Çünkü bir işletme peşin ve kredili satışlardan ne kadar çok nakit sağlarsa dönen varlıkların dönemin faaliyetlerine o kadar yüksek seviyede katıldığını, varlıkların verimli kullanılmasının işletme karlılığını artıracağını ve işletmenin likit yapısını kuvvetlendireceğini ve dolayısıyla o oranda dışarıdan kaynak bulma gereksiniminin azalacağını gösterir.

Bilanço kalemlerinde elde edilecek nakdin maddi duran varlık satışından sağlanması yerine kısa ve uzun vadeli yabancı kaynaktan veya sermaye artırımından sağlanması tercih edilir. Ancak borçlan­manın ileride anapara ve faiz nedeniyle nakit çıkışına yol açacağı da unutulmamalıdır.

İşletmenin yan faaliyetlerinin sonuçlarını temsil eden diğer faaliyetlerden gelir ve karlar ile olağandışı faaliyetleri sonucu sağlanan nakit girişleri de olumlu yorumlanır. Ancak bunlardan sağlanan nakit girişlerinin satışlar nedeniyle sağlanan nakit girişinden fazla olması işletmenin lehine yorumlanmaz.

2.  Nakit Kullanımlarının Yorumu

İşletmenin nakit mevcudunu azaltan nedenler, diğer bir ifade ile nakit olanaklarının kullanım yerleri işletmenin peşin alışlar ve ticari borç ödemeleri, nakit ve mevduat çıkışma neden olan bilanço kalem­leri ve giderler olarak üç ana grupta toplanabilir. Peşin alışlar ve borç ödemeleri nakit ve mevduat büyüklüğü elverdiği ölçüde uygun kabul edilir.

Bilanço kalemlerinden duran varlıklara yapılacak yatırımlar nedeniyle nakit çıkışları işletmenin dönen varlıklarını, dolayısıyla net çalışma sermayesini azaltacağı için çok uygun karşılanmaz. Fakat bu da uzun vadeli yatırımların hep uzun vadeli borçlanmayla yapılacağı anlamına da gelmemelidir. Ortaklara nakit şeklinde kar payı dağıtımı işletmeyi likit sıkıntısına düşürmemelidir.

Nakit kullanımları, işletme varlıkları ve kaynaklarının en verimli bir şekilde yönetildiğini ve işletmenin olduğunca en azından aynı iş hacmi ve kapasitesinde kendi olanakları ile faaliyetlerini sürdüre­bileceğini gösterecek unsurlardan oluşmalıdır.

3. Nakit Kaynakları İle Kullanımları Arasındaki İlişkinin Yorumu

Bilindiği gibi nakit akım tablosu nakit ve mevduatta artış veya azalış şeklindeki değişikliklerin nedenlerini nakit kaynakları ve kul­lanımları şeklinde açıklayan bir tablodur.

Böyle olunca nakit kaynaklarının hangi nakit kullanım yerlerine sarf edilmiş olduğunun ilişkisini kurmak kadar o dönemin nakit kul­lanımlarına yetip yetmediğinin de dikkate alınması gerekir.

  • İşletmenin satışlardan ve ticari alacaklardan sağladığı fonlar ne kadar büyük olursa kullanım kısmındaki ödeme yerlerinin karşılan­ması da o oranda masrafsız ve kolay olur.
  • Olağan gelirlerden sağlanan nakit şeklindeki fonların en azından olağan giderleri karşılayabilmesi gerekir. Bir kullanım yeri olarak ana faaliyet konusundaki giderlerin peşin satışlar ve ticari ala­caklardan sağlanan fonlarla karşılanması uygundur.
  • İşletme dönem içinde yarattığı kaynakların tamamını dönem içinde kullanmazsa nakit ve mevduatta artış var demektir. Bu artış atıl kalacak kadar büyük olmadığı sürece işletmenin lehine yorumlanır. Eğer kullanımlar toplamı kaynaklar toplamını aşıyorsa azalış var demektir. Peşin satışlara yer vermeyen, kredili satışlarını uzun vadeli yapan veya ticari alacaklarının tahsil yeteneği iyi olmayan işletmel­erde azalış iyiye yorumlanmaz.
    Bu gibi işletmelerin dışarıdan faizle borç bulması gerekebilir.

Sonuç olarak, nakit kaynaklarının peşin satışlar ve ticari alacak­ların tahsilinden ve nakit kullanımları tekrar nakit yaratabilecek yer­lerden oluştuğu ve nakit kaynaklarının nakit kullanımlarını aşarak artışa yol açtığı durumlar genellikle işletmenin kendi olanaklarıyla fon yaratabildiğini gösterir. Bu durumda dışarıdan nakit bulma gereksinimini de az olacağından işletmenin lehine yorumlanır.