Ünite  4 – İşletmelerin Büyümesi

İşletmelerde Büyüme Kavramı

Birçok işletmede büyüme en temel amaçtır. Sürekli ve dengeli büyüyen işletmeler için dinamik işletme diyebiliriz.Büyüme işletmede çalışanlar için de önemlidir. Büyüme ile, çalışanlardan daha yüksek performans alınabilir ve daha verimli bir çalışma ortamı sağlanabilir.

Büyüme konusunda, üzerinde durulması gereken temel nokta, dengeli ve tutarlı bir büyüme sürecinin sağlanmasıdır.

Büyüme Nedenleri

İşletmeler çevrenin etkisiyle, finansman, pazarlama veya üretim faaliyetlerinden kaynaklanarak büyümeyi amaçlayabilir.

1. İşletmenin Büyüme Nedeninin Çevre Açısından İncelenmesi

a) İç Paydaşlar

  • Çalışanlar
  • Sendikalar

b) Dış Paydaşlar

  • Rakipler
  • Devlet
  • Tüketiciler

Büyüme, işletmenin çevre baskılarına karşı koyabilmesi kadar, çevreye uyma yeteneğini sağlar. Büyüyen işletmeler, rakiplerle daha kolay mücadele ederken, müşterilerine de kaliteli hizmet sunabilir.

2. İşletmenin Büyüme Nedeninin Finansal Açıdan İncelenmesi

    a) Fonların kullanılmasında etkinlik sağlamak

    b) Rekabette Finansal üstünlük sağlamak

    c) Büyüme ile karı arttırma imkanı sağlamak

    d) Kredi kurumlarında ve borsada prim sağlamak

    İşletmelerin büyümesi ile finansal olanakların arttırması ve işletme çevresinde güç kazanması mümkün olur.

    3. İşletmenin Büyüme Nedeninin Üretim Açısından İncelenmesi

      a) Üretim hacminin arttırılması

      b) Ar-Ge faaliyetlerine ağırlık   verilmesi

      c) Yan ürünlerin geliştirilmesi

      d) Girdilerle büyük miktarlarda alışlar ile maliyet tasarrufu sağlamak

      Büyüme ile üretimde, miktar ve kalite artarken, maliyetlerde düşmeler sağlanabilir.

      4. İşletmenin Büyüme Nedeninin Pazarlama Açısından İncelenmesi

        a) Pazarlama teknikleri daha verimli  kullanılabilir

        b) Ulusal ve uluslar arası pazarlara girme kolaylaşır

        c) Pazar stratejileri geliştirilebilir

        d) Satış giderlerinden tasarruf sağlanabilir

        Büyüme ile, işletmenin faaliyet gösterdiği pazarlar, nitelik ve nicelik yönünden değişir. Araştırmaya daha fazla yatırım yaparak, pazardaki rakiplere karşı daha etkili stratejiler geliştirmek mümkündür.

        Büyüme Biçimleri

        Kârlılığı artırabilmek için düşük maliyet ve farklılaşma üzerinde durulur. Yeterli finansman kaynağı sağlandığında, işletmeler büyüme hedefine yönelirler. Ekonomi büyüdükçe işletmelerin büyüme sürecine girmesi kaçınılmazdır. Yöneticiler için büyüme, büyük zorluklarına karşılık, güç, şöhret ve statü kazanma için temel koşuldur. Büyüme biçiminin karşılaştırılmasında dikkate alınacak konular;

        • İşletmenin mevcut durumu,
        • İşletmenin   faaliyet   gösterdiği   endüstri dalı,
        • Üretilen mallara karşı olan talebin trendi,
        • Rakip işletmelerin büyüme modelleri,
        • Ekonominin gidişi olarak sıralanabilir.

          İşletmelerde   büyüme iç ve dış  büyüme biçiminde olabilir.

          İç Büyüme

          Mevcut faaliyetlerin genişletilmesi yoluyla gerçekleştirilir. Yeni finansman kaynaklarına ihtiyaç duyulur, büyümede borçlanma, oto finansman veya yeni sermaye bulma yöntemlerinden biri veya birkaçı uygulanır. Yeterli kaynak bulunduğunda işletme, üretim kapasitesini arttırarak pazar faaliyetlerini genişletebilir veya yeni pazar arayışına girilebilir.

          İç büyüme, yatay veya dikey boyutta gerçekleştirilebilir.

          a) Yatay Büyüme

          Aynı üretim dalında, faaliyet boyutlarını genişletmesidir. Aynı konuda üretim yapan fabrika sayısının arttırılması, yatay büyümeye örnek verilebilir. Yatay büyümede, yaygın olarak uygulananlar, ürün farklılaştırması ve pazar farklılaştırmasıdır.

          • Ürün Farklılaştırması: Aynı ürünün değişik özelliklerle piyasaya sürülmesidir. Bu uygulama, kârı attırmanın bir yolu olarak görülür. Ürün kalitesinin değiştirilmesi; ambalajın renk yada malzeme olarak değiştirilmesi; dayanıklı tüketim mallarının dayanma süresinin arttırılması. İşletmeler ürün farklılaştırılması ile, marka imajını güçlendirmeyi amaçlar.
          • Pazar Farklılaştırması: İşletmenin, ürünlerini farklı pazarlarda yaygınlaştırılmasını ifade eder. Yeni pazarlara yönelmekle, ürünlere olan talepte ve satışlarda artış sağlanabilir. Bu şekilde, değişik bölgelerde, değişik tüketici gruplarına ulaşılarak, yatay büyüme gerçekleştirilir.

          b)   Dikey Büyüme

          • Geriye doğru dikey büyüme: İşletme, daha önce satın aldığı girdileri kendisi üretmeye başlar. İşletmenin geriye doğru büyümesi kendisine üstünlük sağlayacaksa, bu yola gitmesi uygun olabilir. Ancak bu büyüme şeklinin uygulanmasında bazı noktalara dikkat edilmelidir.
            • İşletmenin girdileri üretmek için yeterli kaynak ayırma imkanının olması,
            • Satıcıların yüksek kâr oranıyla çalışması,
            • Girdilerin zamanında ve uygun kalitede tedarik edilmemesi,
            • Satıcı işletmelerin az sayıda olması durumlarında, geriye doğru büyüme tercih edilir.
          • İleriye doğru dikey büyüme: İşletmenin ürettiği malların tüketicilere geçmesi sırasında gerçekleşir. İşletmenin ürettiği mallar için satış organizasyonu kurması, işletmenin, ürettiği ürünleribayiler veya mağazalar yoluyla satması yerine satış mağazaları açması. Koşulları ise;
            • Üretilen mallar için dağıtım sistemi kuracak kaynağı varsa,
            • Dağıtım kanallarında sıkışıklık ve bunun sonucunda gecikmeler söz konusuysa,
            • Pazarlama kanalı çok uzun ve yüksek fiyat artışı gerektiriyorsa,
            • İşletme çok teknik bir ürünü üretiyorsa,
            • Dağıtım kanallarındaki işletmeler uzmanlaşmamışsa,
            • İşletme büyüyen bir endüstri dalında çalışıyorsa, ileriye doğru dikey büyüme uygun olur.

          Dış Büyüme

          İşletmeler, kendi iç kaynakları yeterli olmadığı zaman, dış kaynaklardan yararlanma yoluna giderler. Dış büyüme genellikle birleşme şeklinde olur.

          Nedenleri;

          • İşletmenin tek başına yapamayacağı işlerin, örnek olarak finansman gücünü aşan projelerin, gerçekleştirilmesi mümkün olur.
          • İşletmenin faaliyet gösterdiği endüstri dalında, teknoloji çok hızlı değişiyorsa veya teknoloji yoğun bir işletme ise, yeni teknolojilerin kazanılması kolaylaşır.
          • İşletme, dış büyüme ile, daha önce tek başına cevap veremediği paydaşlarına, hizmet eder duruma gelebilir.
          • Kredi ve ilâve finansman kaynakları bulmak kolaylaşır.
          • Piyasaya hakim olmak ve rekabeti kendi koşullarına uydurmak kolaylaşır, ayrıca tekelci durumlar yaratılabilir.
          • Bir başka işletmeyi veya işletmeleri satın alarak büyüyen bir işletme; ürünlere, yeni üretim yöntemlerine, yeni fabrikalara ve yeni organizasyona sahip duruma gelir.

          İşletme birleşmeleri, yönü açısından ele alındığında başlıca iki türden, dikey veya yatay birleşmeden söz edebiliriz.

          a) Dikey Birleşme

          Geriye doğru dikey birleşme; Satın alınan işletmenin çıktısı, satın alan işletmenin girdisini oluşturuyorsa, geriye doğru dikey birleşme söz konusudur.

          Bu strateji; genellikle tedarikçilerin yüksek maliyetler getirmesi veya işletmenin girdi ihtiyacını zamanında karşılayamaması durumunda uygulanır.

          İleriye doğru dikey birleşme; Dikey birleşme yapan işletmenin çıktısı, birleşme yapılan işletmenin girdisini oluşturuyorsa ileriye doğru dikey birleşme söz konusudur. (örnek; Franchising)

          b) Yatay Birleşme

          Birbirinin aynısı olan malları üreten ve pazarlayan işletmelerin birleşmesidir. Eğer büyüme, işletmenin, diğer bir işletmenin kontrolünü ele geçirmek ve sahip olmak için gerçekleştirilirse yatay birleşme sağlanmış olur.

          İşletmede çalışan personelin daha verimli çalışması mümkün olur. Bunun yanında tüketiciye daha iyi hizmet sunmak, düşük maliyetle çalışmak, pazarı genişletmek mümkün olur.

          Hukuki Ve Ekonomik Açıdan Birleşme Türleri

          Karteller

          Bu tür birleşmeler aynı konuda çalışan iki işletmenin birleşerek, tüketicinin aleyhine olarak kârlarını artırmaları için bir araya gelmeleridir. Kartele giren işletmeler genellikle üretim miktarı ve pazarlama konusunda anlaşma yaparlar. Kartele katılan işletmelerin maliyet yapılarının birbirine yakın olması ve pazarı etkileyecek kadar işletmenin kartele katılması gerekir.

          • Faaliyet Karteli: Kendi aralarında anlaşarak aynı fiyattan satış yapmasıdır.
          • Bölge Karteli: Kartele bağlı işletmelerin pazarı bölümlendirecek belli bölgelerde kartele bağlı işletmelerin mallarının satılmasıdır. Burada başarılı olabilmek için kartele bağlı işletmelerin kendi bölgeleri dışında mal satmamaları gerekir.
          • Miktar Karteli: Bu kartelde, üretim sınırlandırmasına gidilerek fiyatın belli seviyenin altına düşmemesi sağlanır.

          Konsernler

          Bu çeşit birleşme, tipik bir tekelleşme yaratır. Konsern anlaşmaları tröste benzer. En önemli fark, tröstlerde amaç rekabeti önleyerek kârı arttırmak olduğu halde, konsernde maliyet düşürmektir.

          Konserne katılan işletmeler, dikey büyüme halinde birbirlerini tamamlarlar. Bu çeşit birleşmeler birçok ülkede tüketicilerin zarar görmesi nedeniyle yasaklanmıştır.

          Holdingler

          İşletmelerin bağımsızlıklarını kaybetmesi söz konusu değildir. Bu tür birleşmede oy çokluğu amaçlanmaktadır. Burada rekabeti ortadan kaldırmak yerine, tam anlamıyla büyüme gerçekleştirilir. Burada önemli olan nokta, belirli bir konuda çalışan işletmelerin birleşmesi değil, değişik konularda çalışan işletmelerin birleşmesidir. Ana şirket, bağlı şirketlerin hisse senetlerini ele geçirerek, bu şirketlerin yönetiminde söz sahibi olur.

          Tröstler

          Amaç, büyüyerek pazarın daha geniş bir bölümünü ele geçirmektir. Tröste dahil olan işletmeler hem hukuki, hem de iktisadi bağımsızlıklarını kaybederler. Tröstlerin en çok görülen çeşidi yatırım tröstleridir. Yatırım tröstleri daha çok sermaye piyasalarının geliştiği ülkelerde görülür. Burada amaç, sermaye kaynaklarını birleştirerek büyümeyi sağlamaktır. Yatırım tröstlerinde, ulusal veya uluslararası alanda en çok kâr getireceği düşünülen işletmelerin hisse senetleri alınır.

          Diğer bir tröst çeşidi, oylama tröstüdür. Oylama tröstleri, aynı konuda çalışan işletmelerin hisse senetlerini satın alarak, oy haklarını birleştirme amacını güderler. Oy hakkını ele geçiren ana işletme, diğer işletmeleri yönetme hakkını elde etmiş olur.

          Tam Birleşme

          İki veya daha fazla işletmenin tek bir işletme haline gelmesidir. Tam birleşme ile, reklâm, Ar-Ge ve genel yönetim giderlerinde tasarruf sağlanır, piyasada önemli bir güç oluşturulur ve daha büyük finansal olanak sağlanır.

          Satın alma Yoluyla Birleşme

          Büyüme için önemli yollardan biri olan satın alma, farklı büyüklükteki işletmelerin, aralarında gerçekleştirdiği birleşmedir.

          Satın alma yoluyla büyümenin, temelde kâr artışı sağlaması yanında, hedefe ulaşarak da bazı yararlar sağladığı bir gerçektir. Bu yararlar;

          • Rakiplerle daha iyi mücadele etmek,
          • Sinerjiden doğacak verimliliği yönetmek,
          • Gelirleri artırmak,
          • Yönetimde eksik kalan noktaları, satın alınan işletme yoluyla tamamlamak,
          • Ürün çeşitlemesine gitmek,
          • Büyümeyi daha kolay sağlamaktır.

          Diğer Birleşme Türleri

          Bazı durumlarda başvurulan bu birleşmelerden bazılarını sıralayalım:

          • Konsorsiyum
          • Centilmenlik anlaşması
          • Konsolidasyon
          • Stratejik birlikler
          • Joint Venture

          İşletmelerde Küçülme

          İşletmelerde büyümenin önemi üzerinde durulması ve işletmenin temel amaçlarından biri olması 1980’li yıllara kadar sürmüştür.

          • Büyük örgütler daha iyi örgütlenir.
          • Sonu olmayan büyüme, örgütsel gelişim içerisinde doğal ve arzulanan bir süreçtir.

          Büyüme, örgütsel yaşamın gereği olarak düşünülmüş ve büyüme dışındaki herhangi bir seçenek, normdan sapma veya zayıflık göstergesi olarak görülmüştür.

          Ancak son yıllarda artan rekabet koşullarında esneklik kazanabilmek için, büyüme yerine küçülme, gerekli bir faaliyet olarak düşünülmeye başladı. Mükemmeli aramanın yedi ilkesinden biri olan “bildiğin en iyi işi yap” ilkesine göre, aşırı büyümenin yarar getirmeyeceği, işletme yöneticileri tarafından görülmeye başlandı.

          Büyüme bir bakıma hantallaşma, diğer bir deyişle dinazorlaşma olduğundan, gereksiz büyüme yerine küçülme bazı üstünlükler sağlar. Bu üstünlükler büyümenin yerini alacak nitelikte olmayıp, onları tamamlayıcı bir özellik göstermektedir.

          • Küçük de büyük kadar iyidir.
          • Küçülme de büyüme gibi örgütsel gelişmenin doğal, bazen arzu edilebilir bir aşaması olabilir.
          • Örgütsel karmaşa ve tutarsızlık da uyum ve tutarlılık kadar örgütsel etkinliğin bir göstergesi olabilir. Başarılı olan işletmeler küçük, çevik, dengeli bir biçimde büyüklüğünü dengeleyen, maliyet yapısını bilinçli bir şekilde gözden geçirenlerdir.

          Küçülme ile işletmeler bazı beklentiler içine girerler. Bu beklentiler; giderlerin azalması, bürokrasinin azalması, hızlı karar alma, iletişimde açıklık, girişimciliğin gelişmesi, verimlilikte artış olarak sıralanabilir.