Ünite 8 – Alacakların Yönetimi

İşletmenin alacaklarını etkin bir şekilde yönetimi likidite ve karlılığı olumlu etkilemektedir.

Alacakların Düzeyi Belirleyen Faktörler

1. Kredili Satışların Toplam Satışlara Oranı:

İşletmenin ala­cak düzeyini belirlemede temel rol oynar fakat finans yöneticisinin kon­trolünde değildir. İşletmelerin bulundukları sektöre göre bu oran değişir. Örneğin, toptan eşya, otomotiv gibi dayanıklı tüketim mallarını üreten işletmelerde bu oran yüksek, gıda, giyim gibi daha hızlı tüketimi olan sektörlerde düşüktür.

2. Satışların Hacmi:

Bu durum da finans yöneticisinin kontrolünde değildir. İşletmelerin satışları arttıkça alacakları da artar.

3. İşletmelerin Kredi ve Tahsilat Politikaları:

İşletmelerde ala­cakların ya da alacaklara yapılacak yatırımların düzeyini belirleyen faktörlerden sadece kredi ve tahsilât politikaları finans yöneticisinin kontrolündedir.

Bu üç temel faktörün dışında:

  • Ekonomide durgunluk yaşandığında, satışlar düşer ve işletmeler daha fazla kredili satış yaparlar, alacaklar artar.
  • Sektörde yaşanan rekabet kredili satışları artırır.
  • İşletmeler büyüdükçe finans olanakları artar ve daha fazla kredili satış yaparlar.
  • Finans yöneticisinin temel amacı işletmenin piyasa değerini en yükseğe çıkart­maktır.
  • Müşterileri kalitesine göre sınıflandırmak hissedarların kar maksimizasyonunu sağlayacak kararlarda önemli bir veridir.
  • Yüksek kar marjıyla çalışan işletmel­er düşük kar marjı işletmelere göre daha liberal bir kredi politikası izleyebilirler.

Kredili Satış Politikası

Finans yöneticisinin kontrolünde olan bu durum, alacak yönetiminin karlarda yaratacağı etkiyi maksimum yapmak ve kredi politikasını belirlerken, satışlardaki artışın, işletmenin karlılığına yapacağı katkı ile getireceği maliyetleri karşılaştırmalıdır.

Kredili satış politikasında;

  • Önce genel politika oluşturulmalı
  • Kredi satış yapılacak müşterilerde aranan özellikler belirlenmeli
  • Kredili satışların vadesi, erken ödeme iskontoları tespit edilmelidir.

Kredili satış politikasını esnetmek ya da vadeyi uzatmak işletmenin satış hacmini artırır. Ancak alacakların toplam varlıklar içindeki payı yükseldikçe risk artar.

Karar Değişkeni: Satış Koşulları

Satış koşulları, erken ödeme iskontosunu, iskonto süresini ve toplam kredi süresini içerir,

a

net c

b

şeklinde ifade edilir.

a : İskonto oranı

b : Ödemenin kaç günde yapılması gerektiğini

c : Alacağın tahsil edileceği süreyi gösterir.

Örneğin, 2/ 10 net 30 ifadesi 30 gün vade tanınan bir alacak 10 gün içinde ödenirse % 2 iskonto uygulanacak demektir.

Müşteri iskontodan faydalanmaz vadesinde borcunu öderse bunun müşteriye bir maliyeti olur bu da şu şekilde hesaplanır:

İskontodan Vazgeçme Maliyeti

=

İskonto Oranı(a)

x

360

1-

İskonto Oranı (a)

Kredi süresi (c)

Peşin iskonto süresi (b)

yukarıda verilen örneği hesaplarsak;

a : %2 (0,02)

b : 10 gün

c : 30 gün

verileri yerlerine koyduğumuzda,

İskontodan Vazgeçme Maliyeti

=

0,02

x

360

1 – 0,02

30 – 10

olur ve sonuç ise 0,3673.. olur ve bu da yaklaşık olarak %36,73’tür. Müşteri eğer iskontodan yararlanmazsa katlandığı yıllık maliyeti gösterir.

Karar Değişkeni: Müşteri Tipi

İşletmelerin kredili satış yapacakları müşterilerde aradıkları nitelikleri belirlemedir. Nitelikler yüksek tutarlarsa daha dar bir kitleye satış yaparlar. Bunun sonucunda ise, risk düşer fakat büyüme potansiyeli, satış hacmi ve kar da düşer. Eğer müşteri kalitesi düşük tutulursa alacakları tahsil edememe durumları ortaya çıkar.

Müşterinin kredi değerliliğinin belirlenmesinde temel faktör müşterilerin gelir durumudur.

İşletmeler müşterileri hakkında bilgileri bu iş için kurulmuş özel şirketlerden, ticaret ve sanayi odalarından, ticaret birliklerinden, bankalardan, işletmenin finansal tablolarından, rakiplerden ve müşterilerle olan önceki ilişkilerinden öğrenebilir.

Kredi değerliliği belirlenirken aşağıdaki koşullar incelenir:

Karakter: Müşterinin borcunu geri ödeme niyetini gösterir. Kredi değerlemede bakılacak en önemli faktördür.

Kapasite: Müşterinin borcunu geri ödeyebilme gücü olup olmadığını gös­terir.

Teminatlar: Müşterilerden teminat alınmalıdır.

Ekonominin ve Sektörün İçinde Bulunduğu Koşullar: Ekonominin içinde bulunduğu durum ya da gelecekte ekonomide yaşanacak gelişmelerin anal­iz edilmesidir. Kriz dönemlerinde müşterilerin ödeme kabiliyetleri zayıflayabilir.

Kredi Riskini Belirleme Yöntemleri

  1. Kredi Puanlaması: Müşterilere ekonomik durumlarını gösteren sorular sorulmasıdır. Yüksek puan alınıyorsa kredi verilir. Kolay uygulanabilen ve ucuz olan bir yön­temidir.
  2. Çoklu Diskriminant Analizi: Edward Altman geliştirmiştir. İflas eden işletmelerdeki finansal oranlar kullanılmış, sonuçlar birer katsayı ile çarpılarak Z sonucu bulunmuştur.

Karar Değişkeni: Tahsilât Çabaları

Alacakların vadesi uzadıkça ödenmeme olasılığı artar. Alacakların kontrolünde buna önem verilmeli ve vadesi geçmiş alacakların ayıklanması gerekir. Alacakların kontrolünde oran analizinden ve yaş çizelgesinden yararlanılır.

Oran analizinde; finans yöneticisi ortalama tahsilât dönemi, alacaklar / toplam varlıklar, alacak devir hızı, şüpheli alacaklar / satışlar oranını inceler ve alacakların kontrol altında olup olmadığını belirler.

Alacakların yaş çizelgesi ise;

Alacakların Vadesi Tutar Oranı
0-30 gün 7.500 TL %60
31-60 gün 1.250 TL %10
61 + 3.750 TL %30

şeklinde bir tablo halindedir.

Kredi Politikası Değişiklikleri

Kredi politikası esnekleştiğinde, işletmenin satışları ve karları artar. Tahsil edile­meyen alacakların oranı artar. Alacaklara ve stoklara ek fonlar bağlanır ve ek maliyet oluşur.

Kredi politikasında 3 tür değişiklik yapılabilir:

  1. Müşterilerin risk sınıfı değiştirilebilir
  2. Tahsilat süreli değiştirilebilir
  3. Iskonto şartlarının değiştirilebilmesi

Stok Yönetimi

İşletmenin normal faaliyetlerini yürütmek için yürütebilmek için satmak üzere ürettiği ya da satın aldığı varlıkların kontrolüne stok yönetimi denir. Stok yönetiminin amacı, işletmenin karlılığını arttırmak için tüm stok maliyetlerini minimuma indirecek stok seviyesini belirlemektir. İmalat işletmelerinde stok yönetimi önemli iken hizmet sektöründe ise daha az önemlidir.

Stok Türleri ve Bulundurma Amaçları

Hammadde Stokları: İşletmenin üretimini gerçekleştirebilmek için diğer işletmelerden satın aldığı temel maddelerdir. Hammadde stoku tutulmasının amacı üretim aksamasını önlemektir.

Hammadde Stoku Bulundurmayı Etkilen Faktörler:

  • Gelecek dönemde üretimi planlanan ürün miktarı
  • Üretimin mevsimlik oluşu
  • Üretimin hammadde yokluğu nedeniyle, gelecek dönemlerde kesintiye uğramaması için bulundurulması gereken emniyet stoku
  • Büyük alımlarda sağlanan stoklar nedeniyle yapılan tasarruflar
  • Hammaddede Fiyatlarındaki gelişmeler hakkındaki bekleyişler
  • Hammaddenin stokta bekleme dayanıklılığı
  • Stok bulundurma maliyeti
  • Finansman imkânlarının çokluğu ve maliyeti
  • İşletmenin depolama kapasitesi
  • Hammaddenin sağlandığı kaynak sayısı

Yarı Mamul Stokları: Yarı mamuller, henüz kullanılmaya hazır hale gelmemiş fakat üretim sürecine katılmış ve kısmen bitmiş mallardır.

Karmaşık ve uzun süreli üretim süreci olan işletmeler yarı mamul stoklarına daha fazla önem verir. Amacı üretimdeki bir aksamadan diğer faaliyetlerin etkilenmesini önlemektir.

Yarı mamul stokları bulundurmayı etkileyen faktörler:

  • İmalat sürecinin teknik niteliği ve uzunluğu
  • İmalat sırasında yaratılan katma değer
  • Üretim faaliyetinin sürekliliği
  • Üretim miktarı
  • Yarı mamullerin başka işletmelere yaptırılamaması
  • Mamul Stokları

Mamul stokları: Üretimi tamamlanmış stoklardır.

Mamul stoku tutmanın amacı üretim ile satış faaliyetleri arasında eşgüdümü sağlamaktır.

Mamul Stoku Bulundurmayı Etkileyen Faktörler:

  • Satış hacmi – Talebin yapısı – Piyasadaki rekabet
  • Satış bölgelerinin çeşitliliği
  • Dağıtım kanallarının yapısı ve çeşitliliği
  • Üretimin sipariş veya piyasa için yapılması
  • Mamulün fiziki özellikleri – Üretimin çeşitliliği
  • İşgücü yetersizliği veya grev beklentisine karşı korunmak
  • Stok bulundurmanın maliyeti
  • Stok bulundurma ve bulundurmama riskleri

Stok Maliyetleri

Stok Fiyatları: Stokların temel maliyet unsurudur.

Stok Tedarik Maliyeti: Malların tedariki ile ilgili olarak ödenen ücretlerdir.

Stok Bulundurma Maliyeti: Bulundurulan stok miktarına bağlı olarak değişen, stok miktarı arttıkça artan, azaldıkça azalan bir maliyet türüdür.

Stok Bulundurmama Maliyeti: Stok yetersizliği nedeniyle üretimde olabilecek aksamaların maliyetleridir.

Stok Yönetim Teknikler

Etkin bir stok yönetiminin önemi, stoklara yapılan yatırımın büyüklüğü ile doğrudan ilişkilidir.

Stoklara yapılacak yatırımı kontrol etmek için yönetim iki problemi çözmek zorun­dadır. Bunlar sipariş miktarı problemi ve sipariş noktası problemidir.

Sipariş Miktarı Problemi

Stokların beklenen kullanım, taşıma ve sipariş maliyetlerini de dikkate alarak optimal (en uygun) sipariş miktarını belirlemeye yöneliktir. İşletmenin ekonomik sipariş miktarını (ESM) belirlemeye çalışır.

ESM, toplam stok maliyetlerini minimize edecek sipariş miktarını bulmaya yönelik çalışmalardır.

 ESM = \sqrt{\dfrac{2xSxO}{C}}

ESM : Ekonomik Sipariş Miktarı

S : Toplam Talep

O : Sipariş Maliyeti

C : Bulundurma Maliyeti

Örneğin, işletmenin planladığı dönem içerisinde 500 birim stoka ihtiyaç olduğunu, sipariş maliyetlerinin 200.000 TL ve bulundurma maliyetlerinin 20.000 TL olduğunu varsayalım.

Bu durumda ekonomik sipariş miktarı:

Birim olur.

İşletme siparişlerini 100’er birim verirse, toplam stok maliyetleri­ en azdır.

Sipariş Noktası Problemi

Stokların sipariş edilmesi ile işlet­meye teslim edilmesine kadar geçecek zamanda beklenmedik, olağan olmayan stok ihtiyaçları için işletmeler güvenlik stoku bulundururlar. Güvenlik stokunun ne kadar olması gerektiği sipariş noktası problem­ini ortaya çıkarır.

Uygun sipariş noktasının belirlenmesinde 2 faktör önemlidir;

  • Stokların sağlanması ya da teslim zamanı
  • İstenen güvenlik stok düzeyi

Sipariş stok noktası

=

Teslim zamanı stoku

+

Güvenlik stoku

Stok Değerleme Yöntemleri

  1. Belirli İş Partilerine Göre Değerlendirme Yöntemi: Satın alınan stokların, üretilecek belirli hizmetlerle ilgili olarak stoklanmasıdır. Bu yöntem daha çok, özel müşteri siparişlerini karşılamak için alman hammadde ve malzemelere uygulanır.
  2. Ortalama Maliyet Yöntemleri: Piyasa fiyatları sabit oranlarla ya da sık sık değiştiğinde hammadde malzeme genellikle küçük hacimli ve düşük maliyetli birim­lerden oluştuklarında ve imalata da küçük miktarlar halinde gönderildiklerinde bu yöntem yararlı sonuçlar sağlar. Ortalama maliyet yönteminin tartılı ortalama ve hareketli ortalama olmak üzere en çok uygulanan 2 türü vardır.
  3. İlk Giren İlk Çıkar Yöntemi (FİFO): Üretime sevk edilen stokların ilk satın alma partisinden yapıldığı varsayımına dayanır. Enflasyonist ortamda karı daha fazlalaştırdığı için tercih edilmeyen bir yöntemdir. İlk alınan stokların maliyet bedeli ile fiyatlandırılması esasına dayanır. Maliyetler eski fiyatlara göre hesaplanır. Satılan malın fiyatı artarsa kar artar bu ise vergiyi artırır.
  4. Son Giren İlk Çıkar Yöntemi (LİFO): Bu yöntemde imalata gönderilen hammadde ve malzemeler en son satın alma partisinin alış maliyetiyle değerlendirilir. Enflasyonist ortamda karı daha az gösterdiği için tercih edilen yöntemdir.
  5. Standart Maliyet Yöntemi: Stoklar üretime sevk edilirken, daha önceden bil­imsel araştırmalara dayalı olarak belirlenen standart maliyetlere dayalı olarak değerlenerek fiyatlanılır.
  6. Piyasa Fiyatı Yöntemi: Bu yöntemde üretimde kullanılan stokların değerlen­mesi, üretime sevk edildikleri günün piyasa fiyatları ile yapılmaktadır.

Stok Kontrol Yöntemleri

  1. Gözle Kontrol Yöntemi: Stokların gözden geçirilmesi ile gerçekleştirilir.
  2. ABC Yöntemi: A sınıfındaki stoklar fiyatı pahalı olan C sınıfı ise fiyatı ucuz olan stoklardır. B sınıfı ise A ve C arasında kalan stoklardır.A sınıf stoklar özel güvenlikli depolarda saklanır.
  3. Sabit Sipariş Süresi Yöntemi: Her stok türü için maksimum stok düzeyi belirlendikten sonra, stokların siparişi için belirli bir sabit süre belirlenir. Sürelerin bitiminde eksilen stok seviyeleri maksimum stok düzeyine kadar sipariş verilerek tanımlanır.
  4. Sabit Sipariş Miktarı Yöntemi: Bu yöntem sabit sipariş süresi yönteminin tersi olarak düşünülmüştür. Yöntemde stoklar belirli bir düzeye düştüğünde önceden belirlenmiş ve stok maliyetlerini en alt düzeyde tutacak bir miktar sipariş edilir.
  5. Malzeme İhtiyaç Planlaması (MİP): Amacı tüm stok türleri bazında dönemler itibariyle brüt ve net stok ihtiyaçlarının belirlen­mesi ve tüm stok yöntemi için gerçekçi bilgilerin üretilmesidir.
  6. Stoksuz Malzeme Yönetim (JIT) Sistemi: Toplam kalite yönetimini uygulayan işletmeler tarafından kullanılmaktadır. Çok hızlı ve güvenilir ulaştırmanın olması mükemmel bir işbirliği sağlanmış az sayıda satıcıdan yüksek kalitede ürünün küçük partiler halinde ve tam zamanında teslim alınmasına dayanır. Japonların bulduğu bir yöntemdir.
  7. Barkod Sistemi: Bir ürünün hangi ülkede hangi işletmelerde üretildiği ya da ambalajlandığını gösteren malın cinsini ve özellikleri­ni tanımlayan uluslararası kurallara göre belirlenmiş ince ve kalın birbirine paralel düşey çizgi ve boşluklardan oluşan bir tanımlama sistemidir.